“Bizim Türkiye Cumhuriyetinden başka bir Devletimiz yoktur”

39. Muhtarlar Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C gibi ihanet ve terör örgütleriyle birlikte hareket etmediği sürece; kökeni, meşrebi, yaşam biçimi ne olursa olsun herkese gönlümüz ve kollarımız açıktır. Unutulmamalıdır ki canımız pahasına yürüttüğümüz bu mücadeleyi, şu partinin veya herhangi bir siyasetçinin çıkarı değil, ülkemiz ve milletimizin bekası için veriyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 39. Muhtarlar Toplantısı’nda, Türkiye’nin 16 ilinden gelen mahalle ve köy muhtarı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

450’ye yakın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde verilen öğle yemeğinde ağırlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemek öncesinde muhtarlara hitaben bir konuşma yaptı.
2015 yılı Ocak ayından beri devam muhtarlarla buluşmasını ülkedeki tüm muhtarlarla kucaklaşana kadar devam ettireceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye tarihinde Cumhurbaşkanı ile muhtarların ilk defa bu şekilde yüz yüze geldiğine dikkat çekerek, “Milletimizle birlikte çıktığımız büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa yolunda, muhtarlarımızı ihmal etmemiz mümkün değildir. Bu buluşmaların başlamasıyla, muhtarlarımızın hem mahallelerindeki, hem de kurumlar nezdindeki itibarlarının, zaten olması gereken seviyeye çıktığının haberlerini memnuniyetle alıyorum” diye konuştu.
İlk sınavı, 2002 yılında partisinin iktidarda gelip kendisinin siyasî yasaklı olmasından dolayı Mecliste yer almasını engelleyen durumu aşarken verdiklerini, 2003’te 1 Mart tezkeresi sürecinde ve hükûmetin çalışmalarını engellemeye yönelik sinsi oyunlar sebebiyle zor bir dönem geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004’te hukuk reformları çerçevesinde farklı dil ve lehçelerde radyo, televizyon yayınına imkân sağladıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Güvenlik Mahkemelerini ve olağanüstü hâl uygulamasını kaldırdıklarını aktardı ve şunları ekledi: “Olağanüstü hâli kaldırdık da değişen bir şey oldu mu? Maalesef bölge, terörle ne yazık ki çok daha farklı bir şekilde tanışma noktasında yol verdi. Artık şu andaki olağanüstü hâlin o zamanki olağanüstü hâlle bir alakası var mı? Hiç yok. Şu andaki olağanüstü hâlin en önemli özelliği nedir? Terör örgütlerini def etmek, onları inlerinden bulup çıkarıp gömmektir. Çünkü benim Güneydoğu’daki halkım, Doğu’daki halkım, ülkemdeki halkım huzura ulaşmadıkça, biz Devlet Başkanı olarak sorumluluğumuzu yerine getirmiş olamayız. Benim muhtarlarım tehdit edilerek ‘Eğer bu köyden, eğer bu mahalleden bizim dışımızda herhangi bir partiye bir tane oy çıkarsa bilesin ki öldürülürsün’ tehdidi altında olduğu sürece, ben sorumluluğumu yerine getirmiş olamam.”
“Suriye’nin kuzeyinde
bir devlet asla kurdurmayız”
Suriye’de kurulmak istenen terör devletinin önünü kesecek en kritik hamleyi yaparak, Fırat Kalkanı Harekâtını gerçekleştirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü kararlılığımız vardı, Suriye’nin kuzeyinde biz PYD’ye, YPG’ye bir devlet, sözde devlet asla kurdurmayız, kurdurmayacağız. Ha şunu da söyleyeyim: Bazıları ‘Kürt devleti’ deyip duruyor, ben bunu Kürt kardeşlerime bir hakaret telakki ediyorum, zira benim Kürt kardeşlerim inanıyorum ki Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güneyinde böyle bir oluşuma asla fırsat vermeyecektir” açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PYD terör örgütüyle, YPG terör örgütüyle yapmak istedikleri neydi? Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturmak suretiyle Akdeniz’e ulaşmaktı. Kusura bakmasınlar, Cudi’de ne yaptıysak, Tendürek’te ne yaptıysak, Kandil’de ne yapıyorsak, Besler Dereler’de ne yapıyorsak, her yerde bunları nerede görürsek aynısını yapmaya devam edeceğiz” dedi.
“16 Nisan’da Türkiye’nin yönetim biçiminde köklü bir değişiklik yapıldı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017’de FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadeleyi tavizsiz şekilde sürdürdüklerini, 16 Nisan halk oylamasıyla Türkiye’nin yönetim biçiminde doğrudan milletin kararıyla köklü bir değişiklik yaptıklarını söyledi ve “Şimdi bazıları köşelerinde yazıyor, ‘Şu kadar hayır oyunu nereye koyacaksınız?’ diye. Geç o işleri, bir tane ‘evet’ fazla olursa bu iş bitiyor mu? Bitiyor. Demokrasi bu değil mi? Demokrasi bu. Hangisi daha fazla çıkarsa mesele onun lehine bitmiştir. Ama hazmedemiyorlar, bunlarda hazımsızlık var, midelerine oturdu bu iş” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “15 yılda ülkemizi büyütürken, güçlendirirken, zenginleştirip altyapısıyla, üstyapısıyla geleceğe hazırlarken aynı zamanda işte bu krizlerle mücadele ettik. Bu beyler bir defa hiçbir lüksünden taviz vermez. Bunlar benim muhtarlarım gibi yaşamıyor ki, bunların yaşamı farklı. Bunların yaşamına ulaşmak öyle kolay değil. Ama biz Türkiye’de şu anda attığımız adımlarla bir şeyi gerçekleştiriyoruz. Nedir? Başta muhtarlarım olmak üzere halkımın yaşam kalitesini daha nasıl artırırız, bunun gayreti içerisindeyiz. İşte 3 bin 400 dolardan başladık kişi başına millî gelir hamdolsun 11 bin dolara çıkardık. Türkiye büyüyor.”
“Eski Türkiye’ye dönmeyeceğiz”
Türkiye’nin çıkarları, hassasiyetleri, talepleri söz konusu olduğunda, kibirle demokrasi ve insan haklarından söz edenlerin kendi çıkarlarını nasıl her şeyin üzerinde tuttuklarını çok iyi bildiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her dediklerini yapan her istediklerini yerine getiren, adeta emirlerine amade bir Türkiye hayaliyle yanıp tutuşanlar, biz kendi ajandamızı takip ettikçe, onurlu ve dik bir duruş sergiledikçe adeta kuduruyorlar ve kuduracaklar. Eski Türkiye içimizdeki bazılarıyla birlikte işte bu güçlerin biliyorsunuz en hayalidir. Ama biz eski Türkiye’ye dönmeyeceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Uzun süredir tüm dünyayı istedikleri gibi yönetip yönlendirdikleri usullerle Türkiye’yi ellerinde tutamayacaklarını görenler, işi aynı amaca sahip olduklarını düşündükleri darbecileri ve terör örgütlerini desteklemeye karar verdiler ve buraya kadar da vardırdılar. Ülkemizin maruz kaldığı asimetrik saldırıların dünyada bir örneği daha yoktur. Tabii bu oyunları kurgulayanlar Türkiye’yi ülkelerden bir ülke, Türk milletini de milletlerden bir millet sanıyorlar. Hâlbuki onların esamilerinin dahi okunmadığı dönemlerde bizim ecdadımız Avrupa’nın ortalarından Güney Asya’ya kadar uzanan geniş bir alanda dünyanın en güçlü, en adil, en mamur devletlerini kurmuştur. Biz
bunlara ne diyoruz? Gönül coğrafyamız diyoruz. Gönül coğrafyamız olarak ifade ettiğimiz bu geniş alanda gittiğimiz her yerde büyük bir muhabbetle, büyük bir tazimle karşılanıyor olmamız onları rahatsız ediyor. Çünkü kendileri bizden sonra aynı yerlere gittiklerinde sadece zulüm götürmüşlerdir, sömürü götürmüşlerdir, kaos ve acı götürmüşlerdir. Bugün Türkiye’nin bir yandan her türlü saldırıya karşı gösterdiği güçlü direnişle, diğer yandan yeniden dünyadaki mazlumların ve mağdurların sesi hâline gelmesiyle başlayan bir uyanış var. Ülkemizin üzerine bu kadar şiddetle gelinmesi, bu uyanışı kaynağında, yani Türkiye’de boğma, bastırma, geriletme gayretinden kaynaklanıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar başaramayacaklar.”
Türkiye’nin 2023 hedeflerinin asla sıradan, alelade bir kalkınma planı olmayıp Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümünde devlet ve millet olarak ulaşılmak istenen hedeflere daha büyük bir sıçrayışın altyapısı olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yönetim sistemimizi değiştirmemiz dâhil attığımız her adım Türkiye’nin 2053, 2071 vizyonlarını hakkıyla değerlendirebilme hedefine ulaşabilmenin adımlarıdır. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri hâline gelmiş Türkiye’nin yatırım ve proje üretme kabiliyeti fevkalade artacaktır” görüşlerine yer verdi.
“Yaşam biçimi ne olursa olsun herkese
gönlümüz ve kollarımız açıktır”
Hedefledikleri, hayal ettikleri ve mücadelesini verdikleri 2053 ve 2071 Türkiye’si için önce 2019’dan güçlü bir şekilde çıkılması, ardından 2023 hedeflerinin hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bizim bir devletimiz söz konusu değildir. Kimse herhangi bir arayışını içerisine girmesin. İşte biz bunun için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bizimle bu hedefleri paylaşan, bu ilkeler etrafında buluştuğumuz herkesle birlikte yol yürümeye, omuz-omuza çalışmaya varız. FETÖ gibi, PKK gibi, DEAŞ gibi, DHKP-C gibi ihanet örgütleriyle, terör örgütleriyle birlikte hareket etmediği sürece kökeni, meşrebi, yaşam biçimi ne olursa olsun herkese gönlümüz ve kollarımız açıktır. Unutulmamalıdır ki canımız pahasına yürüttüğümüz bu mücadeleyi şu partinin veya herhangi bir siyasetçinin çıkarı değil ülkemizin ve milletimizin bekası için veriyoruz. Hiç kimsenin kendi çıkarı veya saplantıları uğruna bu mücadeleye darbe vurma hakkı yoktur” şeklinde konuştu. Kendi partilerinde bu anlayışla köklü bir değişim sürecini başlattıklarını, diğer partilerin de aynı anlayışla kendilerini yenilemelerini, yaklaşımlarını ve söylemlerini gözden geçirmelerini beklediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarların yaklaşan Kurban Bayramını kutladı ve sözlerini, “Tüm İslam âlemi için Kurban Bayramımız hayırlara vesile olsun” temennisiyle tamamladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol