BİZİM DEĞİL Mİ?

Demokratik hak diye diye gerilimler tırmanır oldu zirvelere.
Okullara, üniversitelere, sokakta günahsız vatandaşlara, malına, mülküne ve yuvalara kadar sokuldu saldırılar, kimi vatandaşlar taşlarla sopalarla elinde avucunda olanları koruma amacıyla gösterdikleri tepkiler yetersiz kalıyor eli silahlıların karşısında.
Bir üstadım vardı bir zamanlar, daha öğrencilik yıllarımda bize söylediği sözü sık sık anımsar oldum “Sabrın sonu selâmettir dense de, fazla sabrın sonu felakettir" derdi.
Vatana kalkan bu ellere yeterince sabır gösterilmedi mi?
Şiddetlerin ardı arkası kesilmez oldu, liseli öğrenciler bile şiddet uygulamasına geçtiler, adaletten kimsenin bir şey beklediği yok, herkes karşı tarafa cezayı kafasına göre uygulama yöntemini bulmuş.
Millet süt dökmüş kedi.
Kadına karşı şiddet almış başını gidiyor, o da ayrı bir terör.
Sadece birkaç gün öncesinde, bir kadın vahşice öldürülüyor ve cenazede başka bir kadın şiddete uğruyor milletin gözleri önünde, kimse de çıt yok.
Ölü toprağı mı serpildi üstümüze, yoksa. Yoksa, duygularımızı ameliyatla mı aldılar, bir değil, binlerce soru işareti bırakıyor ardında.
Bu kadar gözler önünde, birileri birilerine rahatça şiddet uygulayabiliyorsa eğer, oradaki demokrasi tartışmaya açıktır.
Demokrasi dediğimiz baştan ailelerde başlar, tüm kuruluş ve çeşitli inançların  ve kültürlerin birarada var olmasıdır. Saygı, sevgi, hoşgörü zincirinin önemli halkalarıdır.
Demokrasi yarınlara el ele, tek yumruk halinde yürümektir, yakmakla, yıkmakla, adaleti hiçe saymakla değil.
Aksi halde ne kadar hızlı yol alsak ta yine döner dolaşır geçmişimize varırız.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol