BİZ DE ANKARA'DA OLACAĞIZ

2015 yılı bütçe kanun tasarısının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilerek Genel Kurul'a sevk edilmesi üzerine; DİSK ve KESK'in, 2015 yılı 'Bütçe Kanun Tasarısı'na karşı 13 Aralık Cumartesi günü Ankara'da miting kararı aldı. Meslek örgütleri olan TMMOB ve TTB'den, bu mitinge destek verileceği kararı bildirildi.
Öncelikle; şu öngörüşümüzü ifade ettikten sonra, emek ve meslek örgütlerince neden bu karar alındığına bir göz atalım. İşçi sendikalarından DİSK ve Kamu çalışanı sendikalarından KESK'in üyeleri, bu ülkenin emekçileridir. Hem kendileri, hem de bu ülkenin geleceği için alın teri döker, iş kazalarında yaralanır ya da yaşamlarını yitirirler.
Keza, TMMOB ve TTB'nin üyeleri de öyle. Peki, bunlar böyle de; emeği ile geçinenlerin son derece doğal ve anayasal tepkileri olan bu kışta kıyamette yollara düşülerek yapılacak mitinge neden olanlar kimlerdir ve neden gerek duyulmuştur? Hepimiz biliyoruz ki onlar; bu ülkede yaşayan işçilerin, işsizlerin, memurların, kadınların, yaşlıların, farklı inanç sahipleriyle farklı kimlik sahiplerinin yani hepimizin temsilcisi TBMM üyeleri ve aldıkları kararlardır.
Şimdi gelelim alınan karara yani, mitingin nedenlerine;
Bir ülkenin ekonomik adaletini gösteren 'BÜTÇE' için, DİSK ve KESK diyor ki;
- Bütçe, gelir dağılımını daha da bozucu değil, gelir dağılımındaki adaletsizliği giderici bir işleve sahip olmalıdır.
- Bütçenin hazırlanmasında demokratik süreçler işlemeli, sendikalar, demokratik kitle örgütleri bütçe hazırlık süreçlerinde yer almalıdır. Halkın bütçe öncelikleri konusunda kararlara katılımını sağlayacak mekanizmalar geliştirilmelidir.
- Bütçenin hazırlanmasına toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele esas alınmalı, kadınların ekonomik kaynaklara, kamusal hizmetlere, eğitime, sağlığa ve sosyal koruma haklarına adil ve eşit bir şekilde erişimi sağlanmalıdır.
- Silahlanma, şiddet ve savaş politikalarına dayanan bütçe anlayışından vazgeçilmelidir.
- Kamu harcamaları işsizliği, yoksulluğu, gelir dağılımı adaletsizliklerini giderici olmalıdır, bütçe bu yönde şekillendirilmelidir.
- Kamu hizmetlerinin eşit, ücretsiz, nitelikli ve herkese ulaşılabilir olması sağlanmalıdır.
- Kamu emekçilerinin AKP-Memur Sen Satış Sözleşmesinden kaynaklanan maaşlarındaki kayıplar derhal telafi edilmelidir
- Emeklilikteki sefalet ücretine son verilmeli, ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
- Asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde ve demokratik yöntemlerle tespit edilmelidir.
- Emekçiler ve küçük esnaf üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, sermaye üzerindeki vergi yükü artırılmalıdır.
- Gelir dağılımında adaletsizliği pekiştiren dolaylı vergiler tamamen kaldırılmalı, ortaya çıkacak kaynak ihtiyacı sermaye ve servetten alınacak vergilerle karşılanmalıdır.
- Kamu emekçilerinin başta ücretleri olmak üzere bütün hakları özgür toplu pazarlık süreciyle belirlenmeli; siyasi iktidar, KESK ile derhal yeniden toplu sözleşme masasına oturmalıdır.
- Eğitime ve sağlığa ayrılan pay toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden belirlenerek artırılmalıdır.
- Kamuda istihdam eksikliği; kadrolu, iş güvenceli çalışma üzerinden ihtiyaç çerçevesinde derhal giderilmelidir.
- Kamuda reform adı altında gündeme getirilen emek karşıtı yasalar geri çekilmeli, sosyal devleti ve demokratikleşmeyi güçlendiren, emekçilerin haklarını geliştirici yeni bir reform için, sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla çalışmalar başlatılmalıdır.
- Vergide adalet sağlanmalı, işçilerin, kamu emekçilerinin vergi dilimi artışından etkilenmemesi için gerekli düzenleme yapılmalıdır.
Yukarıda sıralanan talepler; TMMOB ve TTB'nin de talepleri olduğundan, TMMOB ve TTB 13 Aralık Cumartesi günü "Emekten Yana Halk İçin Bir Bütçe!" talebiyle DİSK ve KESK'in yanında Ankara'da "Bütçe Mitingi"nde olacaktır.
Ya biz! Evet, bizlerin mitingle ilişkisi, düzenleyen ya da destekleyen emek ve meslek örgüt üyelerinden pek farkımız yok. Ya içindeyiz, ya da örgüt kardeşliğinden hemen yakınındayız.
Onun içindir ki; zamanı, sağlık ve ekonomik koşulları uygun olanlar da 13 Aralık'ta Ankara'da olmalılar.
YEREL YÖNETİM ANLAYIŞI ŞÖYLE OLMALIDIR…
İktidar dönemlerinde ait plan, proje ve çalışmalarında;
- SİYASİ, SOSYAL VE EKONOMİK RANT İÇİN DEĞİL HALK ÖNCELİKLİ OLMALI…
- YOKSULLUĞU YÖNETEN DEĞİL, YOKSULLUĞU ORTADAN KALDIRMAYA YÖNELİK OLMALI…
- OLABİLDİĞİNCE HALKLA BİRLİKTE YÖNETMELİ…
- PLANLAMAYI ÖN PLANA ALACAK BİR YÖNETİM OLMALI…
- İÇİLEBİLİR, UCUZ VE SAĞLIKLI SU SAĞLAYACAK TÜM ÖNLEMLERİ ALMALI…
- ULAŞIMI UCUZLATACAK, TOPLU TAŞIMACILIĞA AĞIRLIK VERECEK KENTİ RAHATLATACAK BİR BELEDİYE YÖNETİMİNİ BENİMSEMELİ…
- KENTTE YAŞAYAN HERKESİN EKOLOJİK VE DOĞAL ÜRÜNLERE ERİŞMESİNİ SAĞLAYACAK BİR ANLAYIŞA SAHİP, TOPLUMCU BİR YÖNETİM GELİŞTİRMELİ…
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol