BİR RİVAYET VARDIR FAKAT DOĞRU DEĞİL

Türkiye NATO'ya 1952 yılında girmiştir. İkinci dünya Savaşı bitmiş, dünya BATI-DOĞU diye ikiye ayrılmıştır. Batı cephesi Amerika'nın liderliğinde hür uluslardan meydana gelmiştir. Bu uluslar genelde demokrasi ile yönetildikleri için bu cepheye genelde DEMOKRASİ CEPHESİ de denmektedir. Rusya'nın liderliğinde oluşan cephe ise Rusya'nın işgal ettiği Slav ve Asya'daki Türki Cumhuriyetlerden oluşmuştur. NATO bir savunma örgütü olarak 1950 yıllarının başında kurulmuştur. O sıra dünyada Türkiye üzerine çıkan rivayete göre Rusya Kars bölgesinden toprak isteği ile birlikte İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının kontrolünü de talep etmiştir. Rusya 'nın bu istekleri Türkiye'nin Batı Cephesinde yer almasına, NATO'ya girmesine neden olmuştur.
Rusya tarihte ençok savaş yaptığımız ülkedir. Osmanlı Devleti'nin Avrupa da ilerleme yolunu kesen Rusya olmuştur. Rusya Delipetro'dan beri Türkiye üzerinden Sıcak Sulara yani Akdeniz'e inmek istemektedir. Bu tarihi gerçeği bilen ve yaşayan Türkiye, Boğazların istenmesi ile kendisini tehlikede görmüş, bu nedenle NATO'ya girmiştir. Olayın doğru ve yanlış tarafı vardır.
Bir kez Türkiye 200 yıldan beri Batı Cephesi'nde yer almak için çalışmakta, bu maksatla reformlar yapmaktadır. Bugün de öyle değil mi? Batı standartlarını yakalamak için mücadelemiz, hedefimiz devam etmektedir. Türkiye ikinci Dünya Savaşına girmemiştir ama girmeyi Batılı ülkelerin silah yardımı şartını önlerine koymuştur. Türkiye'nin istediği silahları vermedikleri için Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 1'e 5 kalaya kadar savaşın dışında kalmış, savaş bitmek üzere iken Almanya'ya savaş ilan etmiş, böylece bugünkü yerini ve konumunu belli etmiştir.
Öbür yandan Ruya'nın Türkiye'yi tehdit ettiği doğrudur ama bu tehdit 1939 yılında, savaşın başlayacağı zaman yapılmıştır. Rusya Türkiye'den isteklerini 1939 yılında Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu'na bildirmiştir. Bu bakımdan rivayet zamanlama bakımından yanlıştır.
O yıllarda yani 1930'lu yılların başında Amerika'nın 5 yıldızlı generali Macartur ki bu General Birleşmiş Milletler Ordusunun ilk komutanıdır, o yıllarda Ankara'ya gelerek Mustafa Kemal ATATÜRK ile görüşmüştür. Atatürk bu görüşmeden Amerikalı Generale büyük bir savaş çıkacağını söylemiş, dünyada ve özellikle Avrupa da çok ülkenin özgürlüğünü yitireceğini, yeni ittifaklar kurulacağını bildirmiştir. Amerikalı General Mustafa Kemal'in bu öngörüsüne şaşırmıştır. Atatürk 'ün büyük bir devlet adamı ve asker olduğunu söylemiştir.
Atatürk'ün söyledikleri bir bir çıkmıştır. Ancak Atatürk söylediklerinin çıktığını görmemiştir. Zira savaş Büyük Önder öldükten bir yıl sonra 1939 da çıkmıştır. Savaşı çıkaran Almanya mağlup olmuş, Amerika ve Rusya yanında yer alan ülkeler galip çıkmışlar, sonunda Rusya ile Amerika Almanya bölüşmüşlerdir. Bundan 15-20 yıl önceye kadar Almanya ikiye bölünmüş halde idi.
1940'lı yılların başında Amerikan Cumhurbaşkanı'nın yardımcısı Valce adında biri idi. Onun yazdığı "HALK ASRI" yani "HALK YÜZYILI" adını taşıyan kitabını alıp okumuştum. Amerikalı diyordu ki, İkinci Dünya Savaşı sırasında herhangi bir ülkenin tarafsız kalması mümkün değildi. Ancak Türkiye Cumhuriyet İsmet İnönü'nün dâhiyane politikası sayesinde Türkiye tarafsız kalmayı başarmıştır.
Bu savaş 4-5 yıl sürmüş, dünya büyük sıkıntı yaşamış, dünya halkları 4-5 yıl endişe içersinde yaşamışlardır. Çünkü bu savaşta Batılı ülkeler yeni silahlar deneyip kullanmışlar, Uçan Bombalar, Atom Bombası Japonya’da bir anda 250 bin kişiyi öldürmüştür. Savaş bittikten sonra Amerika'nın ünlü generallerinden, Cumhurbaşkanlığı da yapmış olan Ayzenover "SAVAŞ İSTEYEN ÇOCUĞU BEŞİĞİNDE ÖLDÜRMELİ" diyerek korkunç bir laf etmiştir. Birleşmiş Milletler Teşkilatı, Birleşmiş Milletler Ordusu bundan sonra kurulmuştur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol