BUNLARI BİLMİYORDUK MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Arşivimi karıştırırken Gazeteci yazar rahmetli Sadun Tanju'nun Mustafa Kemal Atatürk üzerine bir araştırması elime geçti. Sadun Tanju bu araştırmayı 1980'li yıllarda yapmış. "MUSTAFA KEMAL ARKADAŞLARINI ANLATIYOR" başlıklı bu araştırmada Mustafa Kemal Atatürk arkadaşları üzerine bazı bilgiler veriyor, açıklamalar yapıyor. Ancak 36 yıl önce bu araştırmayı yapan Gazeteci Yazar Sadun Tanju'yu bugünkü kuşaklar bilmediği için birkaç cümle ile bir zamanın bu ünlü ve cesur gazetecisini tanıtmak istiyorum.
Sadun Tanju okuduğum bir Gazeteci Yazardı. 1950- 1960- 1970'li yıllarının popüler gazeteci yazarı idi. Gazeteci Yazar Özcan Ergüden ile KİM DERGİSİ'nde çalışıyorlardı. KİM DERGİSİ haftalık çıkan siyasi bir dergi idi. Cesur ve zamanın şartlarını zorlayan gazetecilerdi. Sadun Tanju daha sonra dergide çıkan yazılarını "KUTSAL İNEKLER" adlı kitabında topladı. Darbelerin acısını çeken bir gazeteci olarak tanınıyordu. "Mustafa Kemal Arkadaşlarını Anlatıyor" araştırma yazısı da onun can sıkıcı bir ortamda bulunduğu zamanda yapılmış bir araştırmaya benzemektedir. Sadun Tanju araştırmalarını Milliyet Gazetesi’nde dizi yazı olarak kaleme almıştır veilk tanıttığı da Orgeneral Refet Bele'dir.
Büyük Taarruzu Mustafa Kemal'in yanında takip eden Amerikalı Gazeteci Yazar Katrin Cabin, Mustafa Kemal Atatürk'ün her subayın çapını, savaş yeteneğini bildiğini yazar. Refet Bele'yi ısrarla Anadolu'ya çağırıp, kendisine bir görev vermek isteyen Mustafa Kemal, Refet Bele'nin çapını da iyi bilmektedir. BÜYÜK NUTUK KİTABI'nda onun için şöyle der.
"Üçüncü Kolordu Komutanı Refet Bey'i (Bele) Sivas'a Kolordu Merkezi’ne göndermek istiyorum. Birkaç kez gitmesi için emir vermiştim. Emirlerime yanıt bile alamıyordum” diyor Mustafa Kemal.
7 Temmuz 1919'da devletin sivil, asker bütün örgütleri ve sorumluları vatanın kurtuluşu için çalışmaları desteklemekten ve korumaktan kaçamazlar, ulusun bağrında güvence içindedirler. Hiçbir sebeple kimse görevini bırakmamalı güvenmediği birine devretmemeli, şüpheli kimseler yönetime sokulmamalı. "Oysa Refet Bele Sivas Kongresi günlerinde vazifesini bırakıp geziye çıkmıştır. Birliğini bir İngiliz Savaş Gemisi ile İstanbul'a gelen bir komutana bırakmıştır. Refet Bele Sivas'ta değildi ve nereye gittiğini kimse bilmiyordu. Sonunda Ankara'da olduğu anlaşıldı.
Ali Fuat Paşa'ya hemen gönderilmesini, hiçbir özrün kabul edilmemesini bildirdim." Sonradan anlaşılıyor ki Refet Bele Paşa ulusun savaşma gücü ve savaşmak için bir sebebi olmadığını iddia etmektedir. Refet Bele Amerikan mandasının yani himayesinin kabul edilmeyip, reddedilmesini yanlış bulmaktadır. Refet Bele, Amerika’nın bizi kurtarmasını istemektedir. Ulusal güçlerin savaşmayacaklarını düşünmektedir. Milli Mücadeleye, özgürlük ve bağımsızlık savaşının kazanılacağına inanmamaktadır. Fakat buna karşılık Mustafa Kemal'den daha üst bir makama, daha üst yetkilerle tayin edilmesini istemektedir. Refet Bele gibi başkaları da vardır. Mustafa Kemal bütün bu disiplinsiz hareketlere karşı onları harcamamış, düşük profilli vazifelerde tutmuştur. Mesela Halide Edip ve eşi Dr. Adnan Adıvar da Amerikan Mandacılarındandırlar. Mustafa Kemal, Adnan Adıvar'ı meclis hükümetinde Sağlık Bakanı yaptığı halde Amerika'nın koruyuculuğunu akıllarından çıkarmamışlar, Cumhuriyet ilan edildiğinde Amerika'ya gidip yerleşmişlerdir.
Şunu iyi bilmek lazım, Mustafa Kemal Atatürk milli mücadelede önce halkı düşmanla savaşmaya inandırmıştır. Milli mücadelenin ön ve arka cephesindeki olayları öğrenip anlamak için ATATÜRK'ÜN BÜYÜK NUTKU'nun okunması gerekir. Olağanüstü bir çalışma, olağanüstü bir fedakârlık bugünkü Türkiye'yi yaratmıştır. Geçmiş tarih olmuştur, tarihi bilelim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol