“BM Güvenlik Konseyi’ni dünyadaki bütün bu düzensizliğin müsebbibi olarak görüyoruz.”

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Kırklareli Şubesi 15 Eylül 2017 Cuma günü Cuma Namazı sonrası bir araya gelerek basın açıklaması sundu. Açıklamada “5 gün içerisinde 3.000’i aşkın çocuk, kadın ve yaşlıyı kısaca herhangi bir ayrım gözetmeksizin masum Müslüman bir halkı hunharca katlettiler” ifadeleri dikkat çekti…

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Kırklareli Şubesi 15 Eylül 2017 Cuma günü basın açıklaması paylaştı. Myanmar’ın Arakan Eyaleti’nde gerçekleşen katliamı konu alan basın açıklamasını TÜGVA Kırklareli Yükseköğretim Koordinatörü Gökmen Kaya okudu. Basın açıklamasında; Her geçen gün İslam coğrafyası küresel sömürü düzeninin kıskacında kan gölüne dönmekte, hemen yanı başımızda Suriye’de her gün ayrı bir insanlık dramı yaşanmaktadır. 

Kimyasal silahlarla masum çocuklar ve kadınlar katledilirken; milyonlarca insan yerlerinden yurtlarından edilmişlerdir. Mazlumlara yönelen bombaların menşei hep dünyanın kan emici vampirleri olan küresel sömürü ülkeleri olurken; ölenlerin hep savunmasız Müslümanlar olduğu açık bir şekilde görülmektedir.” dendi. Basın açıklaması;
“Aziz Milletimiz, Değerli Basın Mensupları, Son olarak Myanmar’ın Arakan Eyaleti’nde cereyan eden ve şiddeti giderek artan zulmün artık dayanılacak hali kalmamıştır. Son 1 asırdır batı dünyası tarafından merhamet ve aydınlanma felsefesi olarak lanse edilen Budizm dinine mensup eli kanlı teröristler; geçtiğimiz 5 gün içerisinde 3.000’i aşkın çocuk, kadın ve yaşlıyı, kısaca herhangi bir ayrım gözetmeksizin masum Müslüman bir halkı hunharca katlettiler. Müslüman coğrafyanın zengin yeraltı ve yer üstü kaynaklarını 3 asırdır sömüren ve kan gölüne dönen bu coğrafyalarda tetiği sıkan elin aynı güç odaklarının desteğini aldığını biliyoruz. Filistin’de, Suriye’de, Moro’da, Cezayir’de, Doğu Türkistan’da, Etiyopya’da, Bosna’da yaşanan kıyımlar gözümüzün önünde iken; terör ve İslam kelimelerinin aynı cümlede zikredilmesinin, vahşi ve sinsi bir medeniyetin kullanışlı maşalarının yaşanan vahşete meşruiyet sağlaması amacıyla tasarladığı algı operasyonunun bir parçası olduğunu çok iyi biliyoruz. Sömürgeci ülkeler ilkel, barbar ve bencilce davranarak; İslam düşmanlığı odaklı yeni bir küresel sömürge düzeni kurmak amacıyla dünyayı çıkmaz bir yola sürüklemektedirler. Haz ve tüketime endeksli, kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bu bencil, vahşi ve saldırgan medeniyetin mensuplarını insanlığa davet ediyoruz.
“Daha neyi
bekliyorsunuz?”
Biz Müslümanlar olarak dünyadaki tüm masum ölümlerini ırk, din ve mezhep taassubiyeti gütmeden eşit olarak görmekteyiz. Savaşta dahi masum halka el uzatmayı ve doğaya zarar vermeyi yasaklayan bir dinin mensuplarıyız.
Kendini dünya güvenliğinin ve barışının teminatı olarak gördüğü halde aynı zamanda dünyanın en büyük silah üreticisi olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni dünyadaki bütün bu düzensizliğin müsebbibi olarak görüyoruz.
Müslümanlar hunharca katledildiğinde sessiz kalan, güçlünün haklı görüldüğü Uluslararası
Hukuk Sistemi’ni ve onun iki yüzlü demode olmuş araçlarını reddediyoruz. Şimdi, yeni üretilen silahların İslam coğrafyası üzerinde denenmesine göz yuman, anne karnındakiler de dahil olmak üzere yavruları öldürülürken ses çıkarmayan, kadınlarına tecavüz edilirken aciz kalan İslam Dünyasının alicenap mensuplarına sesleniyoruz; Daha neyi bekliyorsunuz? Daha ne kadar kendi kardeşlerinize sağır, dilsiz kalacak; yaşadıklarını görmezden geleceksiniz?
Cellatınızdan diz çöküp af dileme gafletinden kurtulunuz!
Ey iman edenler! Hangi
düşünce ve güç dengesi sizi Allah (cc) yolunda mücadele etmekten, Hakkı müdafaa etmekten alıkoyuyorsa bilin ki bu Allah’ın razı olduğu bir şey değildir!
Siz ey Müslümanlar, gün gelip ateş çemberi sizi de sarmadan harekete geçiniz!
Irk, meşrep ve mezhep taassubiyetini bir kenara bırakıp Allah yolunda birleşiniz!” cümleleri ile sona erdi. Açıklama sonrası tekbirler eşliğinde gençler dağıldı.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol