BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Öncelikle, ülkemiz ve tüm İslam aleminin/dünya insanlarının geçmiş kurban bayramını yürekten kutlar, sağlıklı, mutlu, barış ve kardeşlik içinde bir yaşam geçirmelerini dilerim.
Bayramlar; beylik sözlerle, dargınlıkları ortadan kaldıran, hoşgörü ve ilahi adaletin gerçekleşmesi için gündeme gelen ve anılan toplumlara huzur ve mutluluk getirmesi beklenen özel günler olarak tanımlanır.
Birkaç gün önce yaşadığımız kurban bayramı ile ilgili olarak, toplum içinde büyük bir kısım insanın aklına gelip söyleyemediği, düşünüp ifade edemediği bazı görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hepimizin bildiği ve kabul ettiği gibi, dünya bilimde, teknolojide, sosyal hayatta modern ve çağdaş yaşam açısından hızla ilerliyor. Hatta, din ve maneviyat konusunda da ilkelliği, bağnazlığı, tutuculuğu ve yobazlığı terk ederek günümüze uyarlanmış felsefi düşüncelere doğru epeyce yol aldı sayılır.
Düşünüyorum da; ne sosyal, ne ekonomik ne de toplumsal ilişkilerden eseri kalmayan gelenek, görenek ve alışkanlıklarımızı asırlar sonra aynı anlayışla nasıl sürdürülür anlayamıyorum. Gerek ülkemiz, gerekse dünya insanlarının son yıllarda dünyayı bizimle paylaşan, en az bizim kadar yaşama hakkına sahip paydaşlarımız olan vahşi ya da evcil hayvanlara saygıları, sevgileri, koruma içgüdüleri bunca artmışken bu nasıl yapılır? Kaldı ki, bu ibadet yolunun gerekçesi de çoktan tarihe karışmıştır.
Tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmek için temel gereksinimlerini görmezlikten gelemeyiz elbette. Ama, ifrata kaçan, ihtiyaç ötesi, özellikle her kurban bayramında tüm yurtta islami inanç ve ibadetlerimiz adına, özellikle gençlerimizde travmalara yol açan vahşet boyutlarındaki kitlesel hayvan kesimleri, bana göre üzerinde düşünülmesi gereken toplumsal bir sorun halini almıştır.
Bu konu, değerli İslam bilim insanlarınca ele alınarak etinden, kemiğinden, derisinden, yününden, hizmetinden yararlandığımız o güzelim hayvanların din uğruna kurban edilmesi yerine ikame edilebilecek günümüz dünyasına uygun başka bir ibadet yolu ve yöntemlerinin belirlenmesi için vakit çoktan gelmiştir. Ben inanıyorum ki, istenirse yeni bir ibadet yolu bulunabilir. Sonuç olarak, mesele 'kişisel olarak sevap kazanmak, sosyal olarak ihtiyaç sahiplerini desteklemek' olduğuna göre neden bulunmasın. Umarım, bundan sonra bu konu üzerinde toplumsal duyarlılık artar, inanç ve ibadet özgürlüğünü incitmeden yeni ve herkesi mutlu eden bayram günleri yaşarız.
TÜKETİCİLERİ İLGİLENDİREN YENİ BİR YÖNETMELİK DAHA…
Gelişmekte olan ülkemizde, tüketiciler/tüketici örgütleri ile onları mağdur eden sanayici, iş adamı, tüccar ve hizmet veren kurum ve kuruluşlar arasında son yıllarda kıyasıya mücadele içindeler. Tüketiciyi korumakla görevli hakem konumundaki devlet, ilişkileri düzenleyen yasa ve yönetmelikleri hazırlarken, ne yazık ki çoğu zaman güçlünün baskısıyla etki altında kalmaktadır. O nedenle de, birbiriyle çelişen, biri diğerini çürüten, aynı şeyleri tekrar edip duran müeyyideler, uygulama durumunda ise, yoruma açık düzenlemeler yapmakta.
İşte, yeni bir yönetmelik daha…
Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
Bu yönetmelikte, ilginç bulduğum bölümleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
MADDE 1 -Bu Yönetmeliğin amacı, kuruluşlar tarafından finansal tüketicilere sunulan ürün veya hizmetlere ilişkin olarak faiz veya kâr payı dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usûl ve esasları belirlemektir.
MADDE 2 - Bu Yönetmelik bankalar, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar ile bu kuruluşlar tarafından finansal tüketiciye sunulan ürün veya hizmetleri kapsar. İlgili mevzuat çerçevesinde finansal tüketicilerin menkul kıymet ve sigortacılık işlemleri ile çek, senet ve teminat mektubu işlemleri karşılığında kuruluşların talep edebilecekleri ücretler işbu Yönetmelik kapsamında değildir.
MADDE 5 - (1) Kuruluşlar ile finansal tüketiciler arasında düzenlenen sözleşmeler ve yapılan bilgilendirmeler en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde düzenlenir ve bunların bir nüshası kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı vasıtasıyla finansal tüketiciye verilir.
(2) Kâğıt üzerinde düzenlenecek sözleşmelerde,"Sözleşmenin bir nüshasını elden aldım." şeklindeki ibarenin finansal tüketici tarafından yazılmasının sağlanması zorunludur.
(3) Sözleşmeler kapsamında ücret alınabilecek her bir ürün veya hizmet için finansal tüketicinin onayının alınması zorunludur. Kuruluşlar tarafından finansal tüketicinin onayının alındığı ispat edilemediği takdirde, onay alınmamış sayılır.
(4) Finansal tüketiciler ile yapılacak sözleşmeler kapsamında sunulacak ürün veya hizmetlerin ücret tarifesini ve bilgi verilmesi gereken diğer hususları göstermek üzere sözleşmeye ilişkin her bir ürün veya hizmetin asgari olarak; adı ya da tanımı, vadesi ya da süresi, tahsil edilecek faiz, kâr payı veya ücret kalemleri ile bunların tahsil yöntemi, geçerli olduğu süre, geçerlilik süresi sonunda yapılacak değişikliğin tutarı, oranı ya da değişikliğin hangi esasa göre yapılacağı hususlarını içerecek şekilde bilgilendirme formu hazırlanması zorunludur. Bilgilendirme formu sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Sözleşmenin yazılı olarak kurulması durumunda bu formun taraflarca imzalanmışbir nüshasının finansal tüketiciye verilmesi zorunludur. Kalıcı veri saklayıcısı ve telefon aracılığıyla kurulan sözleşmelerde finansal tüketici kullanılan araca uygun şekilde bilgilendirilir. İspat yükü kuruluşlara aittir.
(5) Kuruluşlar tarafından sunulan ürün veya hizmetlere ilişkin sigorta sözleşmelerinin, ürün veya hizmetlere ilişkin sözleşmelerden ayrı olarak düzenlenmesi zorunludur.
MADDE 8 - (1) Tahsil edilen ücretlerin, kuruluşların karar birimleri veya adli, idari ve yetkili diğer makamların kararları neticesinde finansal tüketiciye iadesinin gerekmesi hâlinde, iadesi gereken tutar ve tahsil yöntemi hakkında kalıcı veri saklayıcısı yoluyla veya kaydı tutulan telefon ile finansal tüketiciye bilgilendirme yapılır. Kuruluşlar iadesine karar verilen tutarın finansal tüketicinin bildireceği hesaba ücretsiz şekilde gönderilmesine veya finansal tüketicinin talebine istinaden nakden ödenmesine imkân sağlayacak sistemi kurmakla yükümlüdür.
MADDE 11 - (1) Kart çıkaran kuruluşlar, yıllık üyelik ücreti ve benzeri ad altında ücret tahsil etmedikleri bir kredi kartı türü sunmak zorundadır. Finansal tüketiciler tarafından yapılan ücretsiz kredi kartı başvurularının kuruluşlarca reddedilmesi hâlinde, bu başvuruya istinaden yıllık üyelik ücreti olan kredi kartı verilemez. Kart çıkaran kuruluşlar yıllık üyelik ücreti bulunmayan kredi kartı limiti belirlerken, yıllık üyelik ücreti bulunan kredi kartıdeğerlendirme kriterlerini aynen uygulamakla yükümlüdür. Finansal tüketicilerin yıllık üyelik ücreti bulunan kredi kartını limiti aynı kalmak kaydıyla yıllık üyelik ücreti bulunmayan kredi kartı ile değiştirme talepleri, kart çıkaran kuruluşlar tarafından yerine getirilmek zorundadır.
(2) Finansal tüketicinin kredi kartı iptal talepleri, ilgili kredi kartıyla ilişkilendirilen herhangi bir borç bakiyesi bulunduğu gerekçe gösterilerek reddedilemez. Bu şekilde iptal edilen kredi kartlarının borç geri ödeme dönemlerinde yıllık üyelik ücreti tahsil edilemez.
(3) Banka kartları ile sanal kredi kartlarından yıllık üyelik ücreti alınamaz.
(4) Birinci ve ikinci fıkrada yer verilen kartlar dışındaki kredi kartları özelliklerine göre yıllık olarak belirlenen tutar kadar ücretlendirilebilir. Asıl karta bağlı olarak sunulan her bir ek kredi kartının yıllık üyelik ücreti, asıl kartın yıllık üyelik ücretinin yüzde ellisini geçemez.
(5) Kredi kartı yıllık üyelik ücreti, ancak finansal tüketiciyi borçlandırıcı nitelikteki ilk kullanımı müteakip ve yıllık olarak tahakkuk ettirilebilir.
(6) Kesintisiz olarak, en az yüzseksen gün süreyle hareket görmeyen kredi kartları hareketsiz kart kabul edilir ve bu kartlara hareketsiz kaldığı müddetçe yıllık üyelik ücreti yansıtılamaz. Kuruluşlar, finansal tüketiciye yazılıolarak veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla veya kaydı tutulan telefon ile önceden bilgi vermek suretiyle bu nitelikteki kredi kartlarını kapatma hakkına sahiptir.
(7) Hareketsiz kartlarda tahsil edilemeyen kredi kartı yıllık üyelik ücretleri, tahakkuk tarihinden itibaren en fazla son oniki aylık dönem için sonradan tahsil edilmek üzere bekletilebilir. Bu dönem zarfında yıllık üyelikücretlerinin tahsili için icra takibi yapılamaz. Bu ücretler için faiz veya kâr payı işletilemez ve Kredi Kayıt Bürosu ile Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi bildirimleri yapılmaz. Anılan oniki aylık dönem sonunda kredi kartı yıllıküyelik ücretlerinin tahsil edilememesi hâlinde ise bu ücretler iptal edilir. Finansal tüketici kredi kartı yıllık ücretinin tahsili amacıyla kredilendirilemez.
(8) Hesap özeti gönderimi, sanal kart oluşturma ve kullanımı ile bir takvim yılı içerisinde kayıp, çalıntı ve benzeri nedenler dolayısıyla gerçekleştirilen iki adete kadar kart yenileme karşılığında ücret alınamaz. V.b. Diğer hükümler içeriyor.
Son günlerde aldığım bir duyum var, onu da sizlerle paylaşmak istiyorum.
'Bankalardan haksız kesilen paraları almak isteyen tüketiciler kara listeye alınıyormuş' alınsın varsın. Halkını yok sayan bir devlet, işçisini yok sayan bir işveren, öğrencisini yok sayan bir okul, kendisinden başka hiçbir canlıya yaşam hakkı tanımayan insanlık varken, bankalar tüketicileri yok saymış çok mu?
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol