BABAESKİ-KIRKLARELİ NOTLARI

19 Nisan 2016 günü Babaeski'deydim. Babaeski'nin Flamingo Caddesindeki bahçeli evlerin güzelliğini çocukluğumdaki Kırklareli'nin eski bahçeli evlerine benzetirim.
Fatih İlkokulu Md. Yrd. Umut Malkoç'a "Trakya'da Balkan göçmenleri yaşıyor. Sizinkiler nereden gelmişler?" diye sordum.
UMUT MALKOÇ: " Bulgaristan'ın Selvi Kasabasından gelenler Kırklareli'nin Malkoçlar Köyü’ne, Saray'a, Babaeski'nin Mutlu Köyü’ne (BOLCANİNE) yerleşmişlerdir.
İstanbul'da Namık Kemal İlkokulu’nda staj yaptım. Okul Müdürü’nün adı Sami Malkoç'tu. Sami Malkoç Kofçaz'ın Malkoçlar köyündenmiş onunla akraba çıktık" dedi. Babaeski'de eskiden, un ve yağ fabrikaları vardı. Aynı Kırklareli'nde Kasap Yakup Gürel'in, Ahmet Ziya Çetintaşlar'ın, un, yağ fabrikaları gibi fabrikalardı bunlar. Köylüler at arabalarıyla kasabalara, şehirlere inip alışveriş yaparlardı. Pehlivanköy Kırklareli panayırları neşeli geçerdi. Köylüler kışlık yağ, un vs. ihtiyaçlarını toptan satın alırlardı. Manifaturacılar harman sonunda ödenmek üzere köyden gelenlere köylünün ihtiyaçları olan kumaş, pazen, damatlık, her şeyi verirlerdi. Türk ve Yahudi bezaz ve manifaturacılar rekabet içindeydi. Köfteciler, lokantalar, dükkânlar, dolup taşardı. Kırklareli'nde en hareketli cadde Cumhuriyet caddesiydi. Kırklareli'nde, Trakya'da canlı bir ticaret hayatı vardı. Zahireciler çoktu. Toptancı bakkallar vardı.
Babaeski'de Topçu tarıma gelen bir çiftçi buğdayların neden sarardığını sordu. Edirne'de, Babaeski'de tarlalardaki buğdayların sararmasının nedenleri nelerdir?
Topçu Tarımdaki Arkadaş: " İtalyan, Fransız tohumu kullanan insanların tarlalarında buğdayların sararmış hali görünüyor. Yirmi yıldır bu tohumların sararma hastalığına çare aranıyor. Ancak Ukrayna, Macaristan, Romanya, buğday tohumu kullanan çiftçilerin tarlalarında buğdayların sararma hastalığı görülmüyor. Balkan ülkelerinin tohumları bizim topraklara uygundur" dedi.
Çiğdemli Köyü’nden Vatandaş: "Ayçiçekte dekarına on beş lira prim desteğini Tarım Bakanlığı verecekti. Yirmi dört dekar ayçiçeğim vardı. Sözleşmeli olarak on dokuz dekardan prim veriliyor. Köy kahvesine kâğıtlar asılmış. Çiğdemli köyündenim" dedi.
Minnetler Köyü’nden bir köylü vatandaş ise: "Toprağın verimi yüksek" dedi.
"Köylü Milletin efendisidir" diyen Mustafa Kemal Atatürk zamanında yoksul köylünün kalkınması için öşür vergisini kaldırmıştı. Alpullu şeker fabrikası gibi, pancar şekeri üreten fabrikalar kurulmuştu.
Özelleştirme rüzgârı küresel bir politikadır. Devlet ve özel sektör halkın mutluluğu için gereken yatırımları yaparak halkın gelir seviyesini yukarı çekme politikası karma ekonomiye dayanan bir sistemdir. Kapitalizmin yeni yüzünde her şeyi özel sektör üretir politikası söz konusudur. Planlı kalkınma her alanda olabilir. Dışarıdan çok pahalı yabancı mallar alacağına bilimsel teknolojik çalışmalarla satın alacağın malı kendin daha ucuza mal edebilirsiniz. Sevgiyle yaşayınız.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol