Anayasa Değişim Grubu Kırklareli’nde

Kırklareli Ticaret Borsası tarafından organize edilen "Anayasa Sistem Değişikliği Halk Buluşması" toplantısı, Kırklareli Üniversitesi Rektörlük ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Kırklareli
halkından büyük ilgi gören toplantıda, vatandaşlar yeni sistemi sordu, konunun uzmanları yanıtladı.

Organize ettiği etkinliklerin yanı sıra şehrin ekonomik, sosyal ve siyasal gündemine rota belirleyen Kırklareli Ticaret Borsası, dün de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni masaya yatırdı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Akedemisyen yazar Prof. Dr. Muharrem Kılıç, Uzman Stratejist Prof. Dr. Haluk Alkan, Sivil Dayanışma Platformu yönetim kurulu üyesi Mehmet Şahin moderatörlüğünde oldukça verimli bir panele imza atıldı. Kırklareli Rektörlük ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panelde Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli ele alındı, vatandaşların sorularına yanıtlar verildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan SDP Moderatörü Mehmet Şahin; “Türkiye bu değişime ayak uydurmak durumunda. Bunu yaparken, anayasa değişikliğinde esas ana unsur nedir diye baktığımızda, bu bir hükümet modeli değişikliğidir. Türkiye, 93 yıllık Cumhuriyet birikimiyle 21. yüzyılda bu değişimi gerçekleştirmek durumunda. Çünkü artık coğrafyamız, etrafımız 21. yüzyılın şartları çerçevesinde yeniden şekilleniyor. Bugün 65. hükümetle yönetiliyoruz. Basit bir ortalamayla 1,5 yıla tekamül eden hükümetlerle yönetiliyoruz. Batı demokrasilerinde ise Trump Amerika’nın 45. başkanı. Cumhurbaşkanlığı açısından baktığımızda Türkiye’de şu an 12. cumhurbaşkanı ile devlet ve millet temsil ediliyor. 12 ile 65 arasında ciddi bir fark var” dedi.
“Tarafsızlık ilkesi güvence
altına alınıyor”
Konuşmasının ardından söz alan Akademisyen Yazar Prof. Dr. Muharrem Kılıç ise Anayasa değişiklik paketi hakkında açıklamalarda bulunarak şunları söyledi; ''Cumhuriyet tarihinde sürekli darbe anayasaları ile gelinmiş, 82 darbe Anayasası sürekli değiştirilip onarılmaya çalışılmıştır ancak 18 madde olmasına rağmen özgül ağırlığı en yüksek değişim 16 Nisan'da yaşanacaktır. Esaslı değişik ise hükümet sisteminin değişiyor olmasıdır. Belli kesimlerin retorik söylemi ise ''rejim elden gidiyor.'' Darbe Anayasalarına baktığımız zaman Devlet-millet ilişkisi sürekli ötekileştirme şeklinde olmuş. Yani askeri ve bürokratik vesayetin halkın üstüne ihdas edildiğini gördük. 2002 sonrasında Anayasa paket değişikliği ile iyileştirilmelere gidildiğini hatırlıyoruz. Mevcut sistem eksikleri olan bir sistem, bunu herkes kabul ediyor. Değişen pakette yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlık ilkesinin güvence altına alındığını görüyoruz. Milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkması ise olumlu bir adımdır. Türkiye'de 550 vekil temsilde yetersiz. Avrupa'da bu oran 43 bin seçmene 1 (temsilci) düşerken, Türkiye'de 140 bin seçmene 1 vekil düşüyor. Geçmişe bakacak olursak tabloyu şöyle görebiliriz; 1982 seçiminde 20 milyon seçmen 400 vekil, 1985 seçimin 24 milyon seçmen 450 vekil, 1995 seçiminde 34 milyon seçmen 500 vekil, 2007 seçiminde 57 milyon seçmen 550 vekil. Milletvekili sayısının 600'e çıkması temsilde adalet noktasında doğru bir karardır. Bu oran Avrupa'da olsa 900 vekile yaklaşırdı Üzerinde çok konuşulan diğer bir konu ise seçilme yaşının 18'e inmesi. Avrupa ülkelerinde birçok ülkede seçilme yaşının 18 olduğunu görüyoruz. Kabul etsek te etmesek te gençlikte bir sosyal kesimi oluşturuyor, hitap ettiği bir kitle var, onlarında bu ülke için görüşleri ve söyleyecekleri sözleri var” şeklinde konuştu.
“1982 Anayasası’na dikkat”
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Haluk Alkan; “ 1982 Anayasası döneminde Türkiye hiçbir zaman parlamenter bir işleyişe sahip olmamıştır. Cumhurbaşkanları anayasadaki yetkilerini bir veto silahı olarak hükümetler üzerinde kullanmışlar. Bakanların kimler olacağına, bakanlar kurulunun bileşimine, kimlerin yüksek kademelere atanacağına, hatta hatta hangi politikaların Türkiye için doğru olduğuna dair bütün konularda müdahale etmişlerdir” dedi.
“Her 10 yılda bir darbenin olduğu yer Türkiye demokrasi tarihidir”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman; “Türkiye'deki demokrasi tarihi bir darbe tarihidir, kanlı bir tarihtir. Her 10 yılda bir darbelerin olduğu sistemin adı Türkiye'nin demokrasi tarihidir. Türkiye'de parlamenter sistemi savunmak, bir darbeler tarihini savunmaktır. Türkiye'de mevcut sistemi savunmak, başbakanların idam edilmesini, başbakanların yargılanmasına savunmaktır. Benim size anlattıklarımı unutsanız bile resimleri unutmayın. Bakın Türkiye'deki parlamenterler sisteminin bir hikâyesi. Aslında Türkiye'deki demokrasi tarihi bir darbe tarihidir. Her 10 yılda bir darbelerin olduğu sistemin adı Türkiye'nin demokrasi tarihidir. Şimdi işte o milletin adamı olarak bildiğimiz Adnan Menderes'in asılma resmi. Her şeyi unutsanız bile Adnan Menderes'in asılma resmini unutmayın.
Bu resim aynı zamanda siyasetin korku odasının resmidir. Yani kırmızıçizginin dışına çıkan, kırmızı kitabın dışına çıkan, ezber bozmaya çalışan kişiye bu resim gösteriliyordu. Yani şunu unutmayacağız; bu sistem darbeler üreten bir sistemdir. Bu sistem sorun çözen değil, sorun üreten bir sistem. Türkiye'de parlamenter sistemi savunmak, bir darbeler tarihini savunmaktır. Türkiye'de mevcut sistemi savunmak, başbakanların idam edilmesini, başbakanların yargılanmasına savunmaktır. 16 Nisan'da inşallah başbakanlar bir daha idam edilmesinler diye, bir daha başbakanlar, illegal çetelerin mahkemelerinde bir daha yargılanmasın diye 'evet' diyoruz. Türkiye'nin demokrasi tarihi darbeler tarihidir, kanlı bir tarihtir. Başbakanlar idam edildi, bakanlar idam edildi. Vesayet odaklarından bağımsız, mekânlardan bağımsız bir sisteme ihtiyaç var. Türkiye'de bir sistem sorunu var. Biz bu sistem sorunu artık çözülsün diyoruz ve bunu derken de geleceğin Türkiye’si için, 21. Asrın Türkler'in ve Türkiye'nin asrı olması için inşallah 16 Nisan'da 'evet' diyeceğiz” şeklinde konuştu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol