AVM’mi kaybetti, yoksa Kırklareli halkı mı?

Kırklareli’nin ilk ve tek AVM’si olarak İstanbul yolu üzerinde hizmete giren işletme, 10. yılına hayal kırıklıkları ile girdi. 2007 yılının Nisan ayında açılışı yapılan bu işletme, kentin sosyo-kültürel dünyasında bir ilk olma özelliği de taşıyordu. İnsanlar açılışa büyük ilgi göstermiş ve hatta “alışveriş yapana birçok hediye veriliyormuş” söylentisi dilden dile yayılınca ilk gün izdiham yaşanmıştı.
5 yıl sonrası
düşünülerek açılmıştı
Fast-food kısmı, metropollerdeki AVM’lerin konseptinde olunca insanların mekana akın etmesi kaçınılmaz olmuştu. Hipermarketin haricinde 19 adet dükkan ile işe başlayan bu işletme, stratejisini “Kırklareli’nin 5 yıl sonrasını düşünerek bu girişimi yaptık’ söylemi üzerinden belirlemiş ve bunu kamuoyuna da açıkça lanse etmişti. Çünkü o dönem, farklı alanlarda büyüme ivmesi yakalayan şehrin, nüfusunun artacağı, potansiyellerinin gelişeceği öngörülüyordu. Bu öngörüler, aynı yıl kurulmuş olan Kırklareli Üniversitesi’nin şehre olacak katma değeri hesaplanarak gündeme gelmişti.
10 yıl sonra
kapanmanın eşiğinde
Peki 10 yıl içerisinde ne oldu? AVM mantığı, tek bir düzlemden ibaret olduğu ama buna rağmen insani tercihler bölgeler arası fark gösterdiği için, Kırklareli’nde evdeki hesap çarşıya uymadı. İşletmenin şehir merkezine olan uzaklığı en başta değerlendirilen bir negatiflik olarak kayıp listesine yazıldı. Evet, AVM’ler her ilde şehrin iç imarını dışa yayabilecek bir sürdürülebilirliğe imza atarlar, kabul. Ama az önce de dediğimiz gibi, ilden ile değişen bakış açılarıyla bunun paralel olması gerekir. Mesela Kırklareli halkı, günlük işlerini halledebileceği tüm birimlerin yakın mesafede olmasını ister, her şeyi kısa zamanda halletmeyi planlar. Bu nedenle bu AVM, her ne kadar şehir merkezi için servis çıkarsa da, ilk anlarda yeni açılmanın sağladığı merak ve ilgiyi zamanla kaybetti.
Belediyeye 100 bin TL
bağışlandı, karşılığı
hizmetsizlik oldu
Mağaza içindeki düşüş eğrisi, şehrin yerel yönetiminin de duyarsız kalması ile daha da katmerlendi. AVM’ye giden yol uzun yıllar boyunca tamir edilmedi, ışıklandırılmadı, kaldırımsız bırakıldı. Hatta bu durum, orada ölümlü kazalar yaşanmasına bile sebep oldu. 2007 yılında, açılış öncesi Kırklareli Belediyesi’ne 100 bin TL bağışlayan firma, bunun karşılığını maalesef hizmetsizlik olarak gördü.
Kayıp hanesine yazılan ikinci unsur; işletmenin fiyat politikası, halkın büyük kesimini oluşturan orta ve alt gelire hitap etmediği için tercih listesinde alt sıralara inmek olarak kendini gösterdi. İnsanlar burada 15 bin kalem malın raflarda estetik bir bütünlükte kendisine sunulmasını değil de, sadece kolilerle teşhire sunulmuş temel ihtiyaç maddelerinin, yan taraftaki süpermarketle olan fiyat kıyaslamasından ne kadar kar edeceğini düşünen bir mantıkla alışverişi tercih ettiği için, AVM’ye ‘1 TL’ günleri dışında pek uğramak istemedi. Bunun yanında fast food kısmında satılan ürünlerin de ücretleri fahiş gelince, yaz günleri serinlemek, kış günleri de gezilecek yer olmadığından dolayı sıcak bir yerde vakit geçirmek için belli günlerde buraya uğrar oldu. Dükkanlardaki fiyatların yüksek olması temelde kiraların yüksek olması ile doğru orantılıydı. Hal böyle olunca arz talep dengesi şaşmaya, dükkanlar birer birer kapanmaya başladı.
19 dükkandan hepsi kapandı
Zaman içerisinde fast food kısmı tamamen kepenk indirince, işletmenin genel merkezi burayı dayanıklı tüketim malları satan kurumsal bir firmaya kiralama kararı aldı. AVM’nin hem kendine, hem de müşteriye yaptığı en büyük darbe bu oldu. AVM beklentisi ile yollara düşen Kırklareli insanı, içeri girdiğinde 1 TL ile çalışan birkaç oyuncak makinası, çeşitli eşyalar satan bir mağaza, bir giyim mağazası ve varolan hipermarket dışında bir alternatif bulamayınca ayağını iyice kesmeye başladı. Hipermarketin dışında kalan tek dükkan kaliteli giyim ürünleri satan bir firmanın dükkanı oldu. Fakat o da kurumsal karar neticesinde şehirden çekilme kararı aldı.
Bu sallantı 10 yılın sonunda Kırklareli’nde ‘5 yıl sonrası’ stratejisi egemenliğinde büyük hayallerle açılan bir AVM’yi; hipermarket, diğer mağaza ve çocuklar için oyun makinaları olan bir dükkandan ibaret üçlü bir işletme ağıyla hizmet eder hale getirdi. Bu fiziki şartlar AVM mantığını da yerle bir etti.
İşin diğer bir çelişkili yanı ise, kendi şehrindeki AVM kıstasına en uygun olan mekana ücretsiz servis olmasına rağmen uzaklığı bahane ederek gitmek istemeyen insanlar, hususi araçlarıyla civar kentlerdeki alternatiflere yol almaya başladı. Bunların başında da Edirne geliyor.
Soru şu? AVM’mi yanlış yol izledi, Kırklareli halkı mı duyarsız davrandı? Bu, başka bir soruyu daha peşinden sürüklüyor. 10 yıl önce 19 dükkan ve bir hipermarketle hizmete giren AVM, 10 yıl sonra 2 dükkan ve bir hipermarketle ilerlemeye çalışıyor. AVM’mi kaybetti, Kırklareli halkı mı?

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. kofçaz tarafına 200 konutlar civarına yapılsaydı 1000 misli değerlenirdi abartmıyorum

  2. cinema ve spor salonu açılması gerekli güzel bir restaurant bir de bu şekilde hem ihtayaç karşılanacak hem de avm hareketlenecektir.