"ATATÜRK ÖLMEDİ" DEDİ BABAM

Karamsarlık duygusu bir anda gitti üzerimden...
Üzerimizden.
Umutsuzluk teraneleri yazmak hiç gelmiyor içimden.
Dündü 10 Kasım.
Adeta yeniden umut kaynağı oldu.
Çocukluğumdaki 1. sınıf fişini hiç unutamam.
Öğretmen o gün yeni fiş vermişti ve "Bunu evde iki sayfa yazın!" demişti.
İki sayfa olması zarar tabi. İki satır, üç satır dese yeterdi de...
Konumuz o değil.
Gece sedirin dibine oturmuş, defterim sedirde...
Yazıyorum.
Güzel yazmaya uğraşıyorum ya... Yazdıkça kötüleşiyor harflerim, yazılarım.
Babam geliyor kahvehaneden.
Bakıyor ki en küçük evlâdı, Hasan çocuğu, birinci sınıfa başlayan en son kızanı, gecenin bu sırasında ders çalışıyor.
Yaklaştı yanıma.
Yazılarıma baktı belki ilkin.
Güzelden kötüye doğru kaymaya başladığını gördü harflerimin. Kötü yazmama pek tahammül edemezdi zaten ömür boyu. Babam, eski insanlardan... Yazısı çok güzeldi. Ben ömrümce onun gibi güzel yazamadım.
Yazımın güzelliğinden, paspallığından geçti bir anda. Ne yazdığıma baktı.
Daha doğrusu, yazdığımın içeriği ilgilendirdi onu.
Fişimiz: "Atatürk öldü." idi.
Babam, fişin içeriğini algılayınca irkildi.
Ne demekti "Atatürk öldü."?
Mümkün müydü?
Durdurdu beni. "Yazma!" dedi.
Çekingen, ürkek, pısarak baktım alttan yukarı. Kalem, elimden düştü düşecek.
Babam, gayet kararlı: "Atatürk ölür mü hiç?" dedi. "Yanlış bu fiş. Onu düzelterek yazalım bakalım."
Aldı kalemi elimden, o güzel yazısıyla, cümleyi, görünürde minik, içerikte dev gibi büyük bir değişiklikle, yeniden yazdı: "Atatürk ölmedi."
Cümle bir anda değişmişti. O zaman okumayı bilmiyorum ya... Cümlenin biçimi değişmişti. Acaba neydi bu yeni içeriği?
Söyledi: "Atatürk ölmedi."
Sonra...
Zaman, yıllar, koşullar beni öğretmen etti.
Çok 1. sınıf okuttum. 4., 5. sınıf okutmayı pek sevmemiştim meslek yaşamım boyunca. Fen bilgisini, kopkoyu matematiği filan sevmediğim için.
Birinci sınıf okuttuğum o yıllarda, o cümle hep babamın dayattığı, belirttiği, babamın betimlediği biçimde yazıldı derslik tahtasına ve çocuklarımın defter sayfalarına: "Atatürk ölmedi."
Çünkü, babam öyle dedi.
Onun içindir biz ömrümüz boyu Atatürk'ün ölmediğini savunuruz.
Atatürk'ün öldüğünü anlatmaya çalışır birileri bize.
Bir türlü algılayamayız.
Algılayacağımız da yok bir türlü.
Hani... Babam öyle demeseydi, belki de...
Bakıyorum bugün...
Dün de onu gördüm.
Gerçekten ölmemiş.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol