ATATÜRK’Ü ÖĞRENMEK O KADAR ZOR MU?

Mustafa Kemal Atatürk'ün bazı düşüncelerine başvurmak ihtiyacını duydum. Bu maksatla rahmetli Sadi Borak'ın "ATATÜRK / GENÇLİK VE HÜRRİYET" adlı kitabına el attım.
Rahmetli Sadi Borak'ı bir iki kez yazdığımı hatırlıyorum. Üçüncü kez de yazmakta bir yanlışlık görmüyorum. Çünkü Sadi Borak milli mücadele sırasında Mustafa Kemal'e en yakın kişidir, adeta sırdaşıdır. Onun vazifesi Mustafa Kemal'in telgrafçılığıdır. Gizli, Özel ve Resmi görüşmelerini, emirlerini telgraf ile ilgili yerlere iletmektir. Mustafa Kemal'in çok yakınında olmuş bu değerli insanı tanımak, görüşmek, haberleşmek mutluluğuna ermiş biriyim. Bu nedenle Mustafa Kemal üzerine yazdığı kitaplarının tümünü kütüphaneme alıp koymuşumdur.
Sadi Borak'ın bütün kitapları Mustafa Kemal üstünedir. Yalnız bir tanesi "İKTİDAR KOLTUĞUNDAN İDAM SEHPASINA" adını taşır ki o da Atatürk'e yapılan suikastı anlatır. Şimdi söz konusu edeceğim "ATATÜRK / GENÇLİK VE HÜRRİYET" adlı kitabı Atatürk'ün söylemlerinden, düşüncelerinden seçmelerdir. Bu kitabın ilk sayfasında ilk paragraf şöyledir:
"Millete dost görünüp de ilk fırsatta iktidar mevkiine geçtikten sonra onun hakiki ihtiyaçlarını düşünecek yerde memleketi istediği yolda götüren, laf anlamayan selahiyetlilerin irşatlarına (uyarı ve yol gösterilerine) kulak asmayan, milletin mevcut kuvvetlerini şahsına bağlamaya çalışan kahraman yüzlü insanlardan çok zarar çekildi."
Kitabın bu sayfasının ikinci paragrafı ise şu düşüncesi ile ilgilidir:
"Hükümetlerin icraatları (yaptıkları) menfi (olumsuz) olupda millet itiraz etmez ise bütün kusur ve kabahatlara iştirak (katılmış) etmiş demektir.
Milletimiz için dahili ve daimi bir düşman olan ferdi saltanat ve onun temsil ettiği bir idare şekline çevrilmiş silah mukaddestir."
Sayfanın üçüncü paragrafı Mustafa Kemal'in uzun bir konuşmasıdır. Ülkenin çeşitli sorunları üzerine görüşlerini içermektedir. Fakat sayfalar ilerledikçe Mustafa Kemal konuşmasını daha kapsamlı hale getirmektedir. Belli ki tarihin içinden ele aldığı olaylar, bu olayların çözüm şekilleri ilgisini çektiği için üzerlerinde durmakta, Anayasa'nın hakimiyetine dikkati çekmekte, adaletin bağımsızlığına, istiklaline değinmekte, Anayasa’ya bağlılığın, sadakatin başta geldiğine dikkati çekmektedir. Mustafa Kemal'in konuşmaları Osmanlı dönemine yönelik, bu düzenin yanlışlarından ders almaya yöneliktir. Yeni rejimin, yeni toplumun bunlardan ders alacağını, alması gerektiğini belirtmektedir. Bir anlamda eskiye dönüş ihtimaline karşı uyarılarda bulunuyor. Kitabı tavsiye ederim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol