ANAMI ANARAK

9 Mayıs oluvermiş takvimler.
Anacığımın gidişinin altıncı yıl dönümü.
Yeryüzünde en sevdiğim insanın yitiminin altıncı yılı.
Geçen bayram başucuna gitmiş, seslenmiştim, ses vermemişti sesime.
 "Seni göresedim birden
Yüreğime özlem soktun
Yola düştüm sabah erken
Anacığım geldim yoktun
 
Hani ıradığın yerden
Geciksen de gelecektin
İrkilip sancıdım birden
Yüreğime sızı ektin
 
Sustum havsalam almadı
Gözlerimden çisi döktüm
Yapacak bir şey kalmadı
Çaresiz boynumu büktüm
 
Berraki canım acıdı
Şafak söndü soldu seher
Mememin dibi sancıdı
Belki dedim başka sefer"
 
Şimdi ne kadar haykırsam yararsız.
Yine ses vermeyecek, biliyorum.
Ancak, orada beni, bizleri bekler durur.
Acele etmeyeyim diyorum.
Ecele fazla yüz vermeye gelmez anacığım.
Sen hele birazcık daha sabret.
Babamı gönderdik, özlemini onunla çözümle, şimdilik idare et.
Biz yine anılarla avunalım.
 
"Huzur bulduğum uykuda
Sığındığım kuytuda
İçtiğim her yudum suda
Yediğim helal yudumda
Anamı yaşıyorum
 
Kaynayan tencereden ritmik tıkırtılarda
Baktığım pencereden daldığım uzaklarda
İçtenlikli kahkahada
Sakınan kıkırtıda
Anamı arıyorum
 
Önüme ufalanan bir kırıntı ekmekte
Sarılıp okşayarak "güzel yavrum" demekte
Aba, çuha, yün çorap, örekede, sümekte
Gözlerim nemlenince mışlayıp sümkürmekte
Velhasıl şu Berraki ömrümü tüketmekte
Anamı buluyorum"
 
Onurlu anılarıyla yaşayarak ve onu yüreğimizin derinlerinde yaşatarak…
Bir "Anneler günü" daha…
Altıncı yılında.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol