ADD'den Zafer Yürüyüşü

Çeşitli STK’ların ve siyasi partilerin katılımıyla geçen 30 Ağustos Zafer Bayramı Yürüyüşü gerçekleşti. CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu ile CHP Kırklareli İl Başkanı Ünal Başkur’un da katıldığı yürüyüşe geçen yıllara oranla katılımın daha düşük olduğu gözlendi

Kitle, yapılan çağrıların ardından saat 21.00’da Dingiloğlu Meydanında toplanmaya başladı. Yürüyüşe Kırklareli Belediyesinden bir araç eşlik etti. Ses sisteminin kurulu olduğu araçtan Sarı saçlım mavi gözlüm, büyü, güzel günler göreceğiz gibi şarkılar ve 10.yıl Marşı gibi marşlar çalındı.
Kitlenin toplanmasının ardından saat 21.15’te Vilayet Meydanına doğru yürüyüşe geçildi.

Kortejin en önünde Kırklareli Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, pankartları ile yürüdü, hemen arkasında ise “Değişmeyen Tek Başkomutanımız; Mustafa Kemal Atatürk’tür!” yazılı pankart dikkat çekti. Kitle yürüyüş sırada devamlı olarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ve “Ne ABD ne AB, Tam Bağımsız Türkiye” sloganları attı. Ayrıca yürüyüş esnasında birçok vatandaş pencerelerinden ve balkonlarından alkışlarla yürüyüşe destek oldu.
Yürüyüşün Vilayet Meydanında son bulmasının ardından basın açıklaması okundu. Atatürkçü Düşünce Değneği Kırklareli İl Başkanı Hayri Girgin’in okuduğu açıklama “30 Ağustostan 94 yıl sonra yine kazanacağız” cümlesi ile başlayarak 30 Ağustos Zaferinin önemini vurguladı.
Hayri Girgin’in okuduğu açıklamanın bir kısmı şu şekilde;
30 Ağustostan 94 yıl sonra yine kazanacağız. Büyük Zaferin 2. yıldönümünde, zaferin kazanıldığı Dumlupınar’da yaptığı konuşmada, ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 94 Yıl önceki başarımızı şöyle anlatıyor: ‘Meydan Muharebesi, sadece karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir; ulusların çarpışmasıdır. Meydan Muharebesi, ulusların tüm varlıklarıyla, bilim ve fen alanındaki düzeyleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısacası tüm maddi ve manevi güç ve erdemleriyle, her türlü araçlarıyla çarpıştıkları sınamalarıdır.’ Birinci Paylaşım Savaşı sonrasında dayatılan Sevr Anlaşmasını tanımayarak, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde kutsal bir mücadeleye giren Türk Ulusunun, zaferini ilan ettiği andan itibaren, ülkemizi yağmalama girişimleri hüsranla sonuçlanan emperyalistler, bu yenilginin öcünü alma girişimlerine hiç ara vermediler. Nitekim Büyük Zaferi tescil eden Lozan Anlaşması sonrasında Lord Kurzan, İsmet Paşa’ya bu emelini açık bir şekilde ifade etti. 15 Mayıs 1919’da İzmir Limanında kukla askerlerin üniformalarıyla başlayıp 9 Eylül 1922’de yine İzmir’de noktalanan macera, artık başka araçlar kullanılarak sürecekti. Tekelleri, Banka ve Sigorta Şirketleri, Ajanları, TV kanalları, akıl hocaları, işbirlikçileriyle yeni savaşın araçları olacaklardı. Türk Ulusu tüm varlıklarıyla, bilim ve fen alanındaki düzeyleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısacası tüm maddi ve manevi güç ve erdemleriyle, yeni ve tükenmek bilmez bir saldırıya hedef olacaktı. Bu tehlikeyi çok iyi bilen Atatürk; ‘Bundan sonra çok önemli zaferleri kazanacağız, ama bu zaferler süngü zaferleri değil; iktisat, bilim ve kültür zaferleri olacaktır’ diyerek devrimlerini gerçekleştirecek, devrimlerini, gençliğe hitabe ve Bursa Nutku’nda açıkça belirttiği gibi gençliğe emanet edecektir. Doğaldır ki, emperyalizmin hedefinde de, devrimlerimiz, ulusal bağımsızlığımız ve çağdaş-laik cumhuriyetimiz olacaktır” diyerek tehlikeyi önceden belirtmiştir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol