“Kaynarcamızda bulunan ve Trakya’da faaliyette olan tek taş su değirmenimiz hepimiz için çok değerli, 275 yıllık Tarihi Taş Değirmenimiz ile ilgili çok özel bir belgeye ulaştık. Tarihi belgeyi bizlere teslim eden Lüleburgazlı Tarihçi -Yazar değerli Ali Arslan Bey’e çok teşekkür ediyorum. Devlet arşivlerinden alınan Belgede 06.09.1935 tarihinde Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün talimatı ile Tarihi Taş Değirmenin işletilmesi ile ilgili uygunluk yer alıyor. Ayrıca belgede Başvekil olarak İsmet İnönü’nün ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzaları bulunuyor.
Bizde tarihi değirmenimiz ile ilgili olarak, Avrupa Birliği Projesi yaptık. Tarihi Taş Değirmen Anıtlar Kurulu uzmanları tarafından aslına uygun olarak yeniden yapıldı. Yanında bulunan bahçe düzenlendi. 400 metrelik yürüyüş yolu yapıldı. Ayrıca 1.125 yıllık tarihi kilisenin bahçe peyzajı gerçekleştirildi. Bu işlerin tamamı Avrupa Birliğine yaptırıldı. Şimdi bu tarihi belgeyi Tarihi Taş Değirmenimizin girişine ve içerisine asacağız. Meclis Üyesi arkadaşlarımız ve emekçi ekibimiz ile birlikte iş ve proje üretmeye devam edeceğiz” dedi. (H.Murat Taner)
275 yıllık Taş Değirmen Atatürk döneminde de faaliyetteymiş
Kaynarca Belediyesi’nin Avrupa Birliği fonları ile restore ettirdiği 275 yıllık tarihi taş değirmen Atatürk döneminde de ticari hayatın içerisinde faaliyetlerini sürdürüyormuş. Taş değirmen ile ilgili arşivlerden çıkan “Reisi Cumhur K. Atatürk” imzalı belgede 1935 yılında değirmenin yeni eklentilerle çalıştırılmasına yönelik açılmasına izin verildiği görülüyor. Belgede Başvekil İsmet İnönü ve dönemin Bakanlar Kurulu’nun imzaları da bulunuyor.
Buğday ve türevlerinin içerdiği besleyiciler ve mineraller 25 kadar mineralden mamul insan bedeni için hayatî önemdedir ki onlar sadece taş değirmen ununda mevcut kalmakta fakat fabrikasyon unlarda ise yokolmaktadırlar sonunda hastalıklar peşpeşe sıradalar...
Dr. Julius Hensel (1833-1903) kaya-unu (Rock-Dust) ile tarım alanları fertilizasyonu mucididir ve beden hücreleri fonksiyonu için esas olan minerallerin yokluğunun tüm hastalıklara yolaçan temel etmen olduğunu savunmuştur ki bunu reddedecek bir sağduyu da yoktur elbette...