1908 MEŞRUTİYETİNDEN 1923 CUMHURİYETİNE -1-

1908 Meşrutiyetinden ve 1923 Cumhuriyetinden söz etmeden önce Cumhuriyet tarihine havale ettiğimiz Osmanlı Devleti'nden biraz bahsetmek istiyorum. Zira Osmanlı Devleti bizim tarihimiz, bizim geçmişimizdir. Türkiye Cumhuriyeti onun içinden, onun şartlarından doğmuştur. 600 yıldan fazla yaşamış bir imparatorluğun yeni Türkiye'nin, Yeni Cumhuriyet'in ve hatta Mustafa Kemal ATATÜRK’ün doğuşuna neden olması itibariyle biraz olsun ona değinmeyi gerektirir.
Osmanlı Devleti bir GAZİLER DEVLETİ'dir. Onu Gaziler kurmuştur. Ancak devlet Türk'ün değil, Osman Gazi'nin adını almış, zaman içerisinde bir sülale, bir Aile Devleti haline gelmiş olması nedeniyle tarihe OSMANLILAR olarak geçmiştir. Osmanoğulları devletin ve mülkün sahibidirler. Mülkün üzerinde yaşayan insanlar padişahın kulları ve tebasıdır. Devlet, Şahsi Devlet'tir. Padişah mutlak yetkiye sahiptir. Devlet kuruluşu ile beraber kısa sürede bir Fetih Devleti haline gelmiş, fütühat devletin büyüme, ayakta durma ve imparatorluk haline gelme nedeni olmuştur. Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren ilerlemiş, ilerleme durduğu zaman Duraklama Dönemi başlamış ve daha sonraki yıllarda GERİLEME Süreci başlamıştır. O zaman Osmanlı Aydınları devleti kurtarmanın çarelerini düşünmeye başlamışlardır. 1839 Tanzimatı böyle doğmuştur. Tanzimat hukukta, eğitimde, idari yapılanmada Avrupa'yı örnek almak, biraz da onun dayatmalarına uymak şeklinde olmuştur. Büyük Reşit Paşa, Tanzimatı "Artık Gavura Gavur Denmeyecek" şeklinde ifade edip, Türk ve Müslüman olmayanlarla birlikte yaşanacağı mesajını vermiştir. Bunun üzerine Kırım savaşı dolayısıyla 1853 yılında Avrupa tarihte ilk defa Osmanlı Devleti'ne yardım elini uzatmış ve de borç vermiştir. 1856 Islahat Fermanı 1839 Tanzimat Hareketi'ni birkaç adım daha ileriye götürmüştür. Hukuki düzenlemeler, Okullaşmanın başlaması, yerel yönetimlerin kurulması bu sırada devleti 1876 yılında ilan edilen Birinci Meşrutiyet'e getirmiştir. Mithat Paşa'nın hazırladığı Anayasa ile padişah birtakım yetkilerini Meclis-i Mebusan'a devretmiştir. Devletin yönetimine (sınırlı da olsa) halkın temsilcileri dahil olmuştur. Devlet yönetiminin bu noktaya gelmesinde Tanzimat'ın ilanının Islahat Fermanı'nın gündeme gelmesi, okullaşma, hukuki ve idari yapılanma, Yeni Osmanlılar Hareketi'nin ortaya çıkması etken olmuştur. Hatta bu ortamda Mithat Paşa'nın Cumhuriyeti düşünmesi padişah Abdülhamit’te endişe yaratmış, Mithat Paşa'nın Tayif Zındanlarında, Edirneli bir berbere boğdurulması gündeme gelmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın başlaması padişah için meclisi dağıtmasına, Anayasa'yı rafa kaldırmasına fırsat vermiştir.
YENİ OSMANLILAR - JÖNTÜRKLER bu yıllarda edebiyat, tarih ve ekonomi alanında Padişahın ümmetine yeni şeyler söylemişlerdir. Namık Kemal Osmanlı tarihinde ilk defa “VATAN” kelimesini kullanmıştır. Hürriyetten söz etmiştir. Prens Sabahattin TÜRKİYE NASIL KURTARILABİLİR sorusunu ortaya atmış, idarede Adem-i Merkeziyeti yani Yerel Yönetimi ekonomide liberalizmi önermiştir. Ancak Osmanlı - Rus Savaşı taşları yerinden oynatmış, Balkanlar Rusya’yı Osmanlı Devletine karşı güçlü bir destekçi olarak görmüşlerdir. Bu savaş, Balkanlar’dan GÖÇ Hareketini başlatmış, ekonomiyi çıkmaza sokmuştur. 1880’li yıllarda borçlarını ödeyemeyen Osmanlı Devleti’nin gelir kaynaklarına el konulmuştur.
Yazının devamı yarınki sayımızda yayımlanacaktır

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol