"15 Temmuz'da yapılan alçak saldırıyı nefretle kınıyorum"

15 Temmuz tarihinde ülkemizde yaşanan darbe girişimi; parlamentomuzun, milletvekillerimizin onurlu ve kararlı duruşu, TSK içindeki ülkesine seven yaşamı pahasını demokrasiyi koruyan subay, astsubay, emniyet güçlerimiz ve halkımızın desteği ile önlenmiştir. Bilindiği gibi demokrasi karşıtı teşebbüsler, hukukun üstünlüğü ve özgürlüklerin eksik kaldığı dönemlerde kendisini göstermektedir.

Bu nedenle darbelerden kurtulmanın, darbeleri bertaraf etmenin yolu adalet, özgürlük ve demokrasinin güçlendirilmesinden geçmektedir.
Bizler, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, laikliği her koşulda ve şartta savunuyor ve savunmaya devam edeceğiz. 15 Temmuz tarihlerinde demokrasiye yapılan alçakça saldırıyı lanetliyorum, nefretle kınıyorum. Yaşanan bu alçakça girişim halkımıza; hukukun çiğnendiği, hukukun üstünlüğünün reddedildiği hâllerde, demokrasinin darbeyle yok edilmesinin istenmesi hâlinde, direnme hakkının ne kadar meşru olduğu gerçeğini bir kez daha göstermiştir. Bizler darbelerden en büyük sıkıntıyı çekmiş, genel başkanı, milletvekilleri cezaevlerine atılmış, partisi kapatılmış bir siyasi anlayışın devamı olan milletvekilleri olarak halkın meclisinde demokrasiyi her koşulda savunduk ve savunmaya devam edeceğiz.
15 Temmuz darbe girişimleri sırasında halkın meclisinde, demokrasinin kalbinde tepemize kurşunların yağması, bombaların düşmesine rağmen halkın temsilcileri olarak mücadelemiz devam etmiştir. Koşullar her ne olursa olsun devam da edecektir. Mademki milletin takdiriyle bizler buraya geldik, mademki milletin oyu, millî irade çok değerlidir, demokrasi üzerindeki vesayete kim olursa olsun, makamı mevkisi ne olursa olsun, rütbesi ne olursa olsun Parlamentomuz asla izin vermemelidir, vermeyecektir de…
Bilinmelidir ki;
Antidemokratik teşebbüslerin panzehiri, demokrasi, özgürlük ve hukuk devleti ilkelerine bağlılıktır. Bu nedenle vatanımıza, demokrasimize kast eden şer odaklarının kirli planlarını bozguna uğratmak için adalet, özgürlük ve demokrasi bayrağını daha da yüksekte dalgalandırmak zorundayız.
En kısa sürede, toplumsal normalleşmenin sağlanması ve demokrasinin güçlendirilmesi gerekecek adımların atılması gerekmektedir. Darbeciler, tüm işbirlikçileri ile birlikte hukuk düzeni içinde yargı önünde hesap vermelidir. Hesap sorma süreci ve soruşturmalar, Anayasa ve hukuk sınırları dışına taşınarak bir cadı avına asla dönüştürülmemelidir.
Soruşturmalarda özellikle sorumlu olanla olmayanı ayırmak, sorumlulardan hukuk sınırları içinde hesap sormak, bundan sonraki normalleşme ve demokratikleşme süreci açısından büyük önem taşımaktadır. Soruşturmalar, intikam ve tasfiye fırsatı gibi görülmemelidir. Öte yandan hukuk devletinin gereği olarak er ve erbaşlara dönük linç girişimleri de aynı biçimde soruşturulmalıdır.
Siyaset kurumu ve devlet organları, halkın kutuplaştırılmasına, kışkırtılmasına, çatışma potansiyelinin tahrik edilmesine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin düşman gibi gösterilmesine dönük her türlü girişime asla müsaade etmemelidir. 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsü karşısındaki tutumlarından ötürü halkımıza, basınımıza, demokratik toplumun kuruluşlarına ve güvenlik güçlerimize şükranlarımı sunuyor, hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol