SAVAŞLAR HALKI FAKİRLEŞTİRİR KADIN VE ÇOCUKLARI VURUR

Edirne'den milli mücadeleye katılmış, Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinde görevler yapmış olan Şeref Aykut'un yazdığı KEMALİZM adlı kitabını okuyorum bu günlerde. Bir kez daha anladım ve inandım ki milli mücadelede yer alanlar, bağımsızlık ve özgürlük savaşını yapanlar, tek kelime ile YENİ TÜRKİYE'yi YARATANLAR YURDUNU SEVEN YÜREKLİ İNSANLARMIŞ. Ayrıntılara varıncaya kadar geçmişi, gerçekleri, hülkon yoksulluğunu anlatıyorlar. Yaşanan savaşların neler alıp neler götürdüklerini dile getiriyorlar.
102 yıl önce Trakya ve Balkanlar'da cereyan etmiş savaşlarda Bulgarlar ve Yunanlılar halkın çok şeyini alıp götürmüşlerdir. Mesela 1921 yılında Trakya'da irili ufaklı hayvan sayısı, Valiliklerin yaptırdıkları incelemeden anlaşılmıştır ki Türk-Yunan Savaşından sonra kalan hayvan sayısı, "2100 koyun, 1100 öküz ve inek 795 at ve kısraktır. "Yaklaşık 13 yıl sonra bu sayılar yükselmiş, Öküz sayısı 90 bin, at 15 bin, koyun sayısı 200 bin olmuştur. Zira Cumhuriyet Hükümeti hayvan sağlığına büyük önem vermiştir. Görülüyor ki İstiklal Savaşında halk hayvan varlığını kaybetmiştir. Yunanlıların ne kadar hayvan alıp götürdüklerini Doç.Dr. Veysi Akın da bir kitabında dile getirmiştir. Yunanlıların alıp götürdükleri sadece hayvan varlığı değildir. Kadınların boynundaki altınları, parmaklarındaki yüzükleri, bileklerindeki bilezikleri ve tarladaki sabanları dahi alıp götürmüşlerdir. Savaşlarda elde edilen mallara ve hatta esir alınan esir alınan insanlar Ganimet sayılmıştır.
Herkes bilmelidir ki İstiklal Savaşı yoksul bir halkın bağımsızlık ve özgürlük savaşıdır. Bu savaş bu halka bir VATAN getirmiş, uygarlaşmanın yolunu açmıştır. Söylemeye dilleri varmasa da bugünkü Türkiye Cumhuriyeti kuranların Türkiyesi'dir. Cumhuriyet ise Türk halkının Çağdaşlaşma Projesi'dir. Türkiye ilerliyorsa, ilerleyecekse bu prijenin içeriğinde yer alanlarla canlanıp kalkınacaktır.
Konuya dönersek, Yunanlıların yaptığı soygunu Bulgarlar 1913 yılında yapmışlar, onlar da Trakya'dan çok şeyi alıp götürmüşlerdir. Özellikle kıymetli tarihi eserleri tespit edip Sofya'ya göndermişlerdir. Biliyorsunuzdur tarihi eserler de bir ülkenin kültür zenginliğidir. Onların alınıp götürülmesi büyük kayıptır. Turizm açısından eksi bir puandır. Biliyorsunuz müzeler o tarihi eserlerle zenginleşmektedir. Onların kaybolması insanlığın yaratıcı kabiliyetinin yara alması demektir.
Bir yazımda değinmiştim, savaşlar halkı fakirleştirirken bir yandan da bazı kimseleri zenginleştirir. "SAVAŞ ZENGİNLERİ" diye bir zümre ortaya çıkmaktadır. Bu bütün ülkelerde böyledir. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, SAVAŞI İSTEMEK CİNAYETTİR. Atatürk'ün İstiklal Savaşından sonra söylediği YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ söylemi bütün uluslar tarafından benimsenmiş, bu mealde bir cümle Birleşmiş Milletler Anayasına konmuştur. Biz görmeyeceğiz ama bir zaman gelecek Birleşmiş Milletler savaşı yasak edecekler.
İnsanoğlu savaşların olmadığı devirleri de görecektir. Aksi takdirde savaşmak intihar olacaktır. Bugün büyük Türkiye Mustafa Kemal Atatürk’ün sayesinde yüzyılı aşkın bir süreden biri savaş yapmıyor. Barışı koruyor. Bugünkü Türkiye'nin aksine Osmanlılar 600 yılda 300 den fazla savaş yapmışlardır. Bu yüzden bizim Cumhuriyetimiz barışın simgesidir…

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol