ÖYKÜSÜ BİTMEYEN SAVAŞ: BALKAN BOZGUNU

102 yıl önce bugünlerde Osmanlı Orduları gerek Balkanlar'da gerekse Trakya'da bozgun halinde geri çekiliyor, Rumeli'ne veda ediyorlardı. 400 yıl üzerinde oturdukları toprakları, eyaletleri geride bırakarak, Anadolu'ya dönüyorlardı. Bu bozgunun elbetteki bir değil, bir çok nedenleri olması lazımdır.
Bir kez söylemek lazımdır ki Balkan Savaşı sırasında Osmanlılar kendi içlerinde kavgalıydılar. İttihat ve terakki Partisi ile Hürriyet İtilaf Partisi çekişme halindeydiler. Sen-Ben kavgaları halk tabakalarına kadar inmişti. Çirkin politika ve politikacılar halkı ikiye bölmüşlerdi. Osmanlı Devletinin içe dönük bir duruma düşmesi Balkanlar'da yıllardan beri oluşan bir Husumet Cephesi oluşturmuşlardı. Osmanlı bir gaflet içersinde de Balkan Eyaletlerinde neler olduğunun farkına bile varmamış, yüzbine yakın savaş tecrübesi olan askeri terhis etmişlerdir. Partizanlık devleti temellerinden çürütmüştür. 8 Ekim 1912 de savaş başladığında Trakya'da bulunan Doğu Ordusu Kumandanı Abdullah Paşa'nın Lüleburgaz'ın Sakızköyü'ndeki karargahında ekmeği ve telefonu yoktu. Haber alamıyor, emir veremiyordu. Seferberlik ilanında gecikilmişti. Ambarlar ekin dolu olduğu halde asker cephelerde "EKMEK" diye bağrıyordu. Bu durumu fırsat bilen Bulgarlar, Trakya'ya saldırmışlardı. Kırklareli'nde iki birliğin gece birbirlerini düşman sanıp karşılıklı ateş açmaları ordunun bozulmasına, halkın panik yapmasına neden olmuştur.Bu bozgun ve panik Çatalca'ya kadar devam etmiştir. Ağır tabiat şartları, verilmeyen sağlık hizmetleri, beslenemeyen asker, Ermeni makinistlerin kullandığı trenler ve baş gösteren bulaşıcı bir hastalık Trakya'da büyük can ve mal kaybına neden olmuştur. Sonuç itibariyle Trakya işgal edilmiş, Balkanlar elden çıkmıştır. Dağılan ve geri çekilen birlikler ise Çatalca'da oluşturulan cephede konuçlanmışlardır. Bulgar işgali Trakya'da bir yıl sürmüştür. Bu süreçte Balkan İttifakını meydana getiren ülkelerden Yunanistan, Romanya, Karadağ, Arnavutluk, Sırbistan, Bulgarlarla anlaşmazlığa düşmüşler, Bulgaristan'a saldırmışlardır. Bu durumdan istifade eden Çatalca'daki Osmanlı Ordusu Trakya'da, Bulgarlar'a saldırmış, Trakya geri alınmıştır. 1913 yılında Trakya'nın geri alınmasında birliklere, Trakya'nın güneyinde Enver Paşa, Mustafa Kemal, Trakaya'nın kuzeyinde ise Fahrettin Altay komuta etmişlerdir. Tarakya'nın güneyinden ve kuzeyinden yürüyen birlikler Edirne yakınında birleşmişlerdir. Aşiret Süvari Alayı Komutanı Fahrettin Altay hatıralarında bir ağustos günü, Saray, Vize, Pınarhisar üzerinden geldiğini, Kırklareli'nde yollara ayran kazanları koyup, erlere ayran ikram ettiklerini, yola çiçek attıklarını, şehre girerken kaçan Bulgar komutanın ele geçirdikleri mühürünü kendisine verdiklerini söylemektedir.
Balkan Savaşından sonra Osmanlı Ordusunun yönetiminde değişiklikler olmuş, Saray Damadı Enver Paşa Almanlar'la gizli bir anlaşma yaparak Osmanlı Ordusunun eğitim ve komutasını Almanlar'a havale etmiştir. Bunun üzerine Alman Subaylar Türkiye'ye gelmişler 1915 yılında Çanakkale Savaşında Osmanlı ordusunu komuta etmişlerdir. Ancak onların komutası altına girmeyen Anafartalar Zaferi'nin kahramanı Mustafa Kemal olmuştur. Savaştan sonra Almanya'ya dönerlerken Harbiye Bakan Vekili Enver Paşa'ya, Osmanlı Ordusunu Mustafa Kemal'e teslim etmesini tavsiye etmişlerdir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol