ORTADOĞU'DAN LUT GÖLÜ BÜYÜKLÜĞÜNDE SU ÇEKİLMİŞ

Ortadoğu'yu bütün özellikleri ve ayrıntıları ile bilen iki devlet vardır. Bunun biri Osmanlı Devleti, diğeri İngiltere'dir. Bu iki devlet dünyada Ortadoğu uzmanı olarak kabul edilirler. Ortadoğu konusunda Osmanlılar daha deneyimli kabul edilirler. Osmanlılar 1517-1918 yılları arasında Ortadoğu'da kalmışlardır. Suriye, Irak, Mısır yani Filistin'in dışında bütün Ortadoğu devletleri Osmanlılar'ın birer eyaleti idiler. Dünya buna bakarak Osmanlılar'ı uzman kabul etmiştir. Acaba Ortadoğu uzmanı mıyız?
Biz 1950'den beri Arap devletlerine DİNDAŞ olarak gitmişizdir. 1956 yılında Türkiye delegesi olarak katıldığım Uluslararası Antialkolizm toplantısında Irak Delegesi Hayriye El Müftü ile tanışmıştım. Yanımda rahmetli eşim ileiyi anlaşmışlardı. Hayriye El Müftü Bağdat Müftüsü'nün kızı, Bağdat Üniversitesi Rektörü'nün eşi oluyordu. Irak o yıllarda Krallık'tı. Kral Faysal, Başbakan Nuri El Sait Irak'ı yönetiyorlardı. Adnan Menderes o sıra sık sık Bağdat'a gidiyor, onlar Türkiye'ye, İstanbul'a geliyordu. O zaman Hayriye El Müftü Türkiye'nin Atatürk zamanındaki Arap politikasının değişeceğini söylemişti. Hatta beni ve eşimi Bağdat'a davet etmişti. Ancak 1957 yılında General Kasım'ın yaptığı darbe ile hepsi öldürülmüşlerdi.
Araplar, Osmanlılar'ı sevmiyorlardı. Daha sonra Atatürk'ün yaptığı yenilikler yüzünden sevmez olmuşlardı. Türk Devrimi'nin Arap oligarşisinin saltanatını yıkacağından korkuyorlardı. Bugün de bu korkuları devam etmektedir. Türkiye'yi ziyaretlerinde Anıtkabir'e gitmeyişlerinin bir nedeni budur. Arap Devletleri ve İslam Ülkeleri Birliği ile ilk resmi teması Ecevit yapmış, Devlet Bakanı Lütfi Doğan'ı Siret İslam Devletleri Birliği toplantısına göndermişti. Ondan, şundan, bundan her nedense Araplar ile bugün dahi ilişkilerimiz sağlıklı değildir. Atatürk'e alerjileri vardır. Türkiye'nin Batılı ülkelerle içli dışlı olmasını kuşku ile izlemektedirler.
Osmanlı'yı sevmediler, İngilizler'le bir olup arkadan hançerlediler. İngilizler geldi, onlarla da geçinemediler, Abdülnasır'ın yaptığı darbeden sonra İngilizler Ortadoğu'da tutunamamışlardır. İran'da Musaddık, Mısır'da Abdülnasır İngilizler'i Ortadoğu'dan çekilmeye zorlamıştır. Şimdi Ortadoğu'nun hakimi Amerika'dır. Araplar hep aynıdırlar. Her şey değiştiği halde Araplar değişmemektedirler. Şeyhler, Emirler, Krallar, Şahlar baştadırlar. Bugün kendi aralarında neyin kavgasını yaptıkları belli değildir. Bir gayeleri, bir iddiaları yoktur. Petrol denizi bitinceye kadar böyle kalacakları sanılmaktadır.
Yazar Selahattin Demiraco gibi bir başka konuya atlayarak şunu söylemek istiyorum: Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Araştırma Merkezi(NASA)nın bir süre önce yaptığı açıklamada Ortadoğu su alarmı vermektedir. Ortadoğu'dan Lut Gölü büyüklüğünde su çekilmiştir. Yer altı tabakalarından çekilen bu su nereye gitmiştir? Nerede depolanmıştır? Acaba bugün Ortadoğu'daki kavga, çatışmalar bir Su Savaşı'nın provası mıdır? Ancak Ortadoğu ciddi bir krizin içindedir. Ortadoğu'ya yön verecek karizmatik bir lider yoktur. Birbirlerine düşmüşlerdir. Bu durumdan şüphesiz Türkiye de etkilenmektedir. Diyeceğimiz şudur ki Ortadoğu yönünü ve yörüngesini kaybetmiştir. Gelişmeler gösteriyor ki Ortadoğu Projesi'nin mimarı Amerika taktik değişikliği yaparak, Ortadoğu'nun içine girmekten kaçınmaktadır. Müttefikimiz Amerika Ortadoğu'nun ne içinde ne dışındadır. Dikkatli olmak gerekir.
NOT: Bu yazı Mısır ve Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler'de Türkiye aleyhinde oy kullanmalarından, Türkiye aleyhinde çalışmalarından önce yazılmıştır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol