MÜNÜR SAYGIN KIRKLARELİ'NDE BİR İLKE KARAR VERDİ

İnsanların hayatta tutku halinde sevdikleri şeyler vardır. Kimileri çiçekleri, kimileri kitapları, kimileri doğayı, kimileri toprağı, kimilerden biri olan ben de suyu severim. Bana bir bardak su verene "Su gibi aziz ol" derim.
Sevilen şeyin insanda değeri yüksektir. Örneğin Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Kırklareli İl Temsilcisi, TEMA Kırklareli Merkez İlçe ve İl Temsilcisi Başkan Yardımcısı Öğretim Görevlisi Münür Saygın toprağı sever. Toprak sahibi olmak onda tutku halindedir. Aile bağlılığı ise ayrı bir özelliğidir. Doğa sevgisi, spor, seyahat ve Galatasaray sevdiklerindendir. Ama bunlar içerisinde yine de yazıyorum TOPRAK SEVGİSİ önde gelir.
Münür Saygın ile her gün Açıköğretim Kırklareli Bürosu'nda bir bir buçuk saat süren bir görüşmemiz olur. Bunu gelenek haline getirmişizdir. Ben saat 11'de büroya giderim, saat yarıma kadar orada Münür Saygın ve onun ziyaretine gelenlerle sohbet ederiz. Konuşma konularımız genelde toplumun değerleri ve sorunları üzerinedir. Tabii tutkularımız da gündeme gelir. Geçenlerde bir toplantımızda "Ben dedi, karar verdim orman içinde kalan 220 dönüm tarlamı orman yapmaya karar verdim." Münür Saygın'ın bu kararına şaşırmadım. Zira doğasına uygun bir karar vermiştir. Orman içinde yama gibi duran tarlaları ormanla bütünleştirmek orman sevgisinin, entelektüel düşüncenin bir yansıması gibi gördüm. Anlaşılıyor ki TOPRAK SEVGİSİ Münür Saygın'ı ORMAN SEVGİSİ'ne götürmüştür. Sonunda düşüncesini, kararını kutladım.
Münür Saygın bir toplum insanıdır. Sosyal ağırlıklı bir yaşamı vardır. Toplumu bilgilendirmek için çeşitli etkinlikler düşünür. Toplantılarda düşüncesini açık ve net ortaya koymaktan, dile getirmekten zevk alır. Böyle birisi ile Kırklareli'nde buluşmak, tartışmak bir ayrıcalıktır.
"EFSANEDEN GERÇEĞE KIRKLARELİ" adlı kitabımda ormanlar konusunu işlerken Filipinler'de evlenen çiftlerin özel orman yetiştirme şartı gerektiğini yazmıştım. Niye olmasın? Evlenen çiftler bir ağaç dikse, diktikleri ağacı korusalar fena mı olur? Çöl yeşillenir, orman olur. Toprağın erozyonu (aşınmaması) önlenmiş olur. Bu işin orman içindeki boş alanlardan başlaması yerinde bir düşüncedir. Bir zamanlar o boş alanlar muhtemelen ormandı.
Münür Saygın'ın kararına nereden bakarsak bakalım çok yüksek bir düşüncenin ürünüdür. Türkiye'de pek özel orman yok sanıyorum. Bu boşluğu Münür Saygın gibi girişimcilerin doldurması takdir edilecek bir olaydır. Münür Saygın'ı kararından dolayı kutluyorum, bir İLK’e imza attığı için alkışlıyorum. Almanlar, "ALMANYA'NIN KALBİ ORMANLARDA ATAR" derler. Bu sağlıklı bir yaşam için Orman Havası demektir. Böyle biline.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol