Kutlu Doğum Haftası etkinliklerle başladı

Kırklareli Hızırbey Camii'nde Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in doğum haftası nedeniyle mevlit düzenlendi. Düzenlenen mevlide çok sayıda vatandaşların katılım göstermesi ilimiz Hızırbey Camii'nin tamamen dolmasına sebep oldu.
Mevlidin ardından vatandaşlara pilav ve tatlı ikramı yapıldı. Yapılan mevlit hakkında açıklama yapan Kırklareli Müftüsü İsmail Bayrak, "Miladi olarak Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) 20 Nisan'da dünyaya teşriflerinden dolayı bu haftayı, yani 14 - 20 Nisan arasını Diyanet İşleri Başkanlığımız Kutlu Doğum Haftası olarak değerlendiriyor.
Bu hafta münasebetiyle illerimizde, ilçelerimizde, köylerimizde, yurt dışındaki temsilciliklerimizde, her yerde Peygamber Efendimiz ile ilgili programlar yapılıyor" dedi.

Bayrak konu ile ilgili açıklamasında, "Bizler konu ile ilgili daha önce hatimler okumuştuk. Bugün mevlidi şerif okuduk. Gelen vatandaşlara ikramlar yapıyoruz. Kutlu doğum haftasını böylece başlatmış oluyoruz. Akşam ise Kırklareli Üniversitesi Rektörlük Kültür Merkezi'nde bayanlara özel bir sohbet ve musiki dinletisi olacak. Daha sonra da bütün ilçelerimizde konferanslar gerçekleştireceğiz. En son da burada, ayın 18'inde, Cuma'yı Cumartesi'ye bağlayan akşam herkese bir konferansımız olacak. Bu konferansta da Kırklareli Üniversitemizin İlahiyat Fakültemizin Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dalkılıç yer alacak. Prof. Dr. Mehmet Dalkılıç, Hz. Muhammed, din ve samimiyet konusunda bir konferans verecek" dedi.
"Samimiyet önemli bir kavram"
Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla her gün farklı bir konunun ele alınarak insanlara aktarıldığını anlatan İl Müftüsü İsmail Bayrak, "Başkanlığımız her gün bir konuyu ana tema olarak öne çıkarıyor ve her gün o konu hakkında sohbetler, konferanslar, paneller, sempozyumlar düzenleniyor. Bu senenin konusu Hz. Muhammed, din ve samimiyet oldu. Tabii samimiyet önemli bir konu. İçten, samimi olmak yüze nazaran daha içten davranmak, riyadan, gösterişten, takdir etsinlerden, övsünlerden, alkışlasınlardan uzak olarak insanların içinden geldiği gibi birbirine davranması önemli. İman konusunda da, yani ibadetler konusunda da her türlü gösterişten, riyadan uzak olarak ibadetlerin yapılması Allah'a karşı samimiyettir. Peygamber efendimizin sünnet-i seniyyesini yaşamak Peygamber efendimize karşı samimiyettir. Kuran-ı Kerim'in hükümlerini yaşamak Kuran-ı Kerim'e karşı samimiyettir. Bütün Müslümanların samimiyeti de az önce ifade ettiğim gibi oldukları gibi görünüp göründükleri gibi olmaları, birbirine ihanet etmemeleri ve birbirlerini aldatmamalarıdır. Dolayısıyla bu hafta münasebetiyle bu konuyu öne alarak çeşitli etkinliklerimiz olacak ve bugün burada başlamış olduk. Bu vesileyle Kırklareli halkımızın, Anadolu insanımızın, dünya insanlarının Kutlu Doğum Haftalarını tebrik ediyoruz" dedi.
Kutlu Doğum ve Samimiyet
Kırklareli İl Müftü Yardımcısı Adnan Bıyık ise "Kutlu Doğum ve Samimiyet" başlıklı bilgilendirici bir yazıyı kamuoyu ile paylaştı. Bıyık açıklamalarında şunları kaydetti;
"Tüm zamanların en büyük lideri, Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.v)'in kutlu doğumlarının senene-i devriyelerini idrak etmek üzere Kutlu Doğum Haftasına girmiş bulunmaktayız.
Her Kutlu Doğum Haftasında bir konu işleniyor. Bu seneki konu din ve samimiyet...
Belki de şimdiye kadar seçilen konuların en kapsamlısı ve olmazsa olmazı bu konudur.
Samimiyet; ihlas, içten davranma, tek yüzlü olma, hangi işi yaparsak yapalım severek ve malzemeden almadan yapma anlamlarına gelir...
Yüce dinimiz İslam, ibadetimizde, insanlarla olan ilişkilerinizde, insanlara, hayvanlara, tabiata karşı olan davranışlarınızda hep içten, samimi olmayı, iki yüzlü olmamayı bizlere emreder. İster ibadetlerde ister kamusal hayattaki işlerimizde niyetlerimizin halisane ve ihlaslı olması durumunda bunların hepsinin büyük ecirleri kazandıracağının müjdesini vermiştir.
Yüce Allah'ın ve Sevgili Peygamberimiz'in bizden istediği en önemli duruş "Samimiyet/İhlas"tır.
Kesilen kurbanlarla ilgili olarak, konuyu enfes bir şekilde izah eden Hac Sûresi 37. Ayeti şöyledir:  "Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah'a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır."
Bazen, insanlar kalplerinde olmadığı halde öyleymiş gibi davranarak tavır ortaya koyarlar. Örneğin benden alışveriş yapsınlar diye ticarethanesine ayet -hadis levhası yazanlar veya desinler diye bir güzel davranışta bulunanların durumu samimiyetten ne denli uzak olduğunun resmidir. Bu davranışlar kandırmaya yönelik davranışlar olduğu için aynı zamanda günahtır.
Bu şekilde yaptığı amelleri gönülden yapmayan samimiyetsiz insanlara Yüce Allah Âl-i İmran Sûresinin 29'ncu ayetinde şöyle seslenir.
"De ki: 'İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir."
Doğumuyla Kâinatı şerefyâb eyleyen Aziz Peygamberimiz de bir Kudsi Hadisinde şöyle buyururlar:
"Allah buyuruyor ki; 'Kulumun en çok sevdiğim ibadeti, bana karşı samimi olmasıdır."
(Ahmed b. Hanbel, V/254)
Yüce Mevla'nın dünyada sahip olunan makam ve mevkiye servete değer vermediğini, ihlaslı ve riyakarlıktan, fesatlıktan arındırılmış yüreklerin katında en büyük değer olduğu Aziz Peygamberimiz bir başka hadisinde şöyle dile getirir.
 "Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalblerinize bakar. "
Hadisi şerifte bahsedilen Yüce Allah'ın değer vereceği şey köütülüklerden, riyadan uzaklaşmış içi samimi hissiyatla doldurulmuş yüreklerdir.
Bunu şair çok güzel ifade etmiştir.
"Sanma ey hoca senden zer û sîm isterler
Yevme lâ yenfeu'da kalb-i selim isterler."
Yani, Ahiret gününde bizden istenen ne gümüştür ne altun. Bizden istenen yaptığı her işi samimice imanla ve ihlasla yapan ve bu hissiyatla coşmuş sevgi dolu yüreklerdir (Kalb-i Selim)
Şaire bu şiiri yazdıran sanıyorum şu ayettir.
(İnsanların) kabirlerden diriltilip kaldırılacakları gün beni zelil etme. O gün, ne mal fayda verir ve ne de oğullar. Ancak Allah'a selim bir kalp ile varan kimse müstesna." (Şuâra 87-89)
Osmanlılar'ın hukuk sisteminin anayasası sayılan Mecelle'nin ilk yasası "El umûru bi mekasıdîha" ibaresidir. Yani yapılan işler maksatlarına göre değer kazanır. Büyük olasılıkla bu ilkenin kaynağı Hz Peygamberimiz'in "Ameller niyetlere göredir" hadisinin tecellisidir.
Özetle ibadetlerimiz başta olmak üzere toplumsal hayatta, ailemizle, komşularımızla, arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizde içtenliği, samimiyeti/ihlası hiçbir zaman elden bırakmamalıyız. Ülkemizi ve tüm İslam ülkelerinin umumi problemi Peygamberimizin bize öğrettiği İslam Ahlakının tüm çağları aydınlatan düsturlarını hayatımıza uygulama noktasında yetersiz kalışımızdır.
Yaşadığı dönemde olsun vefatından sonra olsun kendisine inananları da inanmayanları da eşsiz ahlakıyla etkileyip, hayran bırakan, samimi duruşu ile güler yüzüyle, cömertliği ile mazlumlara, gariplere el uzatmasıyla, örnek aile reisliği ile, kadınlara olan müstesna kibarlığı ile komplike örnek bir insan olan, ahlakının yüksekliği sebebiyle Allahı'ın iltifatına mazhar olan Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (s.a.v) in bu model kişiliğine şu dönemlerde her zamankinden daha fazla muhtacız.
Bu vesileyle aradan 15 asır geçmesine rağmen örnek ahlakıyla inananlar başta olmak üzere zulmetten aydınlığa çıkmak isteyen milyonlarca hidayet sancısı çeken yüreklere bir hurşid-i merhamet (Rahmet Güneşi) olarak doğan Aziz Peygamberimizi özlemle ve rahmetle anıyoruz…
Yüce Yaradan, O büyük elçinin elinden Kevser havuzundan tatmayı hepimize ihsan eylesin."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol