Kırklareli Eğitim Bir Sen Teşkilatı Antalya’da gerçekleşen 8. Türkiye buluşmasına katıldı

Kırklareli Eğitim Bir Sen Şube yönetimi ve ilçe temsilcileri
12-14 Aralıkta Antalya’da gerçekleşen Eğitim Bir Sen
8. Türkiye Buluşmasına katıldılar...

Bu yıl 19. Milli Eğitim Şurasına getirdiği öneriler ile damgasını vuran ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet GÜNDOĞDU nun Şubat ayında gerçekleşecek olan olağan genel kurulunda seçimle görevden ayrılacağından son kongresi niteliğindeki 8. Türkiye Buluşması yoğun gündem ve katılımla Antalya’da gerçekleşti.
Kırklareli Eğitim Bir Sen Şube Yönetimi ve ilçe temsilcilerinin de katıldığı kongrede açılış konuşmasında konuşan Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Genel Başkanı Ahmet GÜNDOĞDU; 17, 18 ve 19. Milli Eğitim Şûralarına katılmış olmak için katılmadıklarını ifade ederek, şu şekilde konuştu: “17. Milli Eğitim Şûrası’na katsayı engelinin kaldırılmasını taşıdık, 4’e 63 oyla kabul ettirdik. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı, Milliyet Yazarı Abbas Güçlü’ye ‘bu oylamayı içime sindiremiyorum’ diyerek önergemizden çıkan sonuçtan rahatsız olmuştu. 18. Milli Eğitim Şûrası’na kademeli eğitime geçmek, Kur’an, siyer, din eğitimi gibi derslerin müfredata girmesini sağlamak, insanımızı fişleyen milli güvenlik dersi garabetinden kurtulmak gibi yüzlerce öneriyle gittik. Milli Eğitim Bakanımıza,  bakanlık yetkililerimize ve milletimize çağrıda bulunuyorum. İster şûrada oy çokluğuyla tavsiye kararına girsin, isterse girmesin milletin kararıdır, karma eğitim mecburiyetinin kaldırılmasının da takipçisi olacağız. Kız lisesi, erkek lisesi gibi karma olmayan, halkın önünde tercih bulunan, Atatürk’ün başlattığı bu uygulamayı 28 Şubat’ın antidemokratik sürecinde dönemin bakanı Metin Bostancıoğlu yasaklamış. 10 kızın müracaat ettiği biçki, dikiş kursuna bile erkek almadan açmaz hale gelmiş. Sayın Bakana çağrıda bulunuyorum, karma eğitim mecburiyetinin kaldırılması yönündeki önergemi tartışmaya açmamış olabilirsiniz; ancak bu önerge oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Bu önergeyi hayata geçirmek zorundasınız. Çıkışı yok. Dönüşü olmayan bir yoldur. Biz şûra kararına bakmayız. Eğitim-Bir-Sen olarak milletin değerlerine, kararına bakarız.”
Referandum, Milletin Darbecilere Haddini Bildirdiği Gündür
 Gündoğdu, referandumların asıl amacının özgürlük ve milletin gücünün görülmesi olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Ergenekon’a ev sahipliği yapanlar, çözüm sürecini baltalayanlar, 2007’de sağımızdakilerin zinde güçlere davet ettiği, darbeyi gelenekselleştiren darbe zihniyeti yerine ortak akıl mitingleriyle bütün şeytanları taşlayarak darbeleri ortadan kaldıran bu teşkilattır. Bu, yeni Türkiye’nin özlemidir. ‘Rab’ca okunan ezanı Arapça zanneden zavallılar, dinin dilini Türkçeye döndürerek, camileri ahıra çevirerek parti diktatörlüğüyle bu milletin inancıyla kavga etmişlerdir. 1960 darbesi ve 1961 Anayasası ile yeni oluşan yapı Anayasa Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, YÖK, YAŞ, Milli Güvenlik Kurulu gibi kurullarla Meclisi devre dışı bırakarak, Anayasaya koyup milleti tanımsız bırakmıştır. Laikliği dindarı dövmenin sopasına dönüştürerek, 2010 referandumuna kadar getirmişlerdir. Referandum, göbeğini kaşıyan adamlar diye ilan edilen bu milletin darbecilerin göbeğini kaşıdığı, bu milleti aşağılayanlara haddinin bildirildiği gündür. Bu milletin anasını ağlatarak gülme şansı tanımayanlara, milletin iradesinin önünden sökülüp atıldığı gündür.”
 Başörtüsünün her şeyden önce Allah’ın emri olduğunu vurgulayan Gündoğdu, başörtülü kadınların ve dindarların öcü gibi görüldüğünü ifade etti. Gündoğdu, ana muhalefet partisinin başörtüsü konusunda geçmişteki tutumunu da eleştirerek, şöyle konuştu: “Başörtüsü özgürlüğü demokrasi açısından bakılacak olursa, eğitim, çalışma hakkı düşünülürse cinsiyet eşitliği gibi binlerce belge bulmak mümkün. Ama bütün bunların ötesinde başörtüsü Allah’ın farz kıldığı bir şeydir. Başörtülü kadınları ve dindarları öcü gibi görenler, 12 milyon 300 bin imza ile devre dışı bırakılmıştır.”
 Amerika’nın, İsrail’in Türkiye’deki Payandası Olanlara Asla Müsaade Etmeyeceğiz
 17 Aralık operasyonunu da değerlendiren Gündoğdu, meselenin dershane meselesi olmadığını söyledi. Dershanelerin doğmasındaki temel sorunun devletin eğitimdeki kalite eksikliğinden kaynaklandığını belirten Gündoğdu, “Mesele dershane meselesi değilmiş. Dershane eğitim kalitesizliğinden çıkmış yan üründür, kayıt dışıdır. Dershaneyi palazlandıran devletin eğitimdeki kalite eksikliğidir. Doğu ve Güneydoğu’daki öğretmenleri çalıştırmak için kesenin ağzını açamamaktır. 17 Aralık, Türkçe olimpiyatları ile alkışladığımız insanların, camileri ahıra dönüştüren CHP ile dershane bahanesiyle ‘kanka’ olduğu gündür. Mesele, Mavi Marmara gemisinin Memur-Sen gemisi ilan edildiği gün, Dışişleri Bakanlığı’nı dinleyerek terörist İsrail’in yapamadığını bu millete yapma meselesidir. 17 Aralık, gezi zekâlıların başlattığı ulusal ve uluslararası küresel operasyon bir parçasıdır. Türkiye hedef alınmıştır. ‘One minute’ dediği için Recep Tayyip Erdoğan hedef alınmıştır, İsrail'e karşı çıktığı için, medeniyet değerlerimiz savunduğu için hedef alınmıştır. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak dün bu örgütümüz olsaydı Menderes’e nasıl sahip çıkmamız gerekiyor idiyse, Özal’ın yanında, Erbakan’ın yanında yer alır, darbelere izin vermezdik. Hiçbir cemaati ön kapıda devre dışı bırakıyor değiliz. Eğer cemaatler himmet yolsuzluğu yerine himmeti maneviyat için kullanırsa, İslam’ı tebliğ etmek için çalışmaya devam ederlerse zenginliğimiz bileceğiz, kucaklamaya devam edeceğiz. Ama Amerika’nın, İsrail’in Türkiye’deki payandası olan cemaat varsa buna asla müsaade etmeyeceğiz. Bunu millet adına söylüyorum, teşkilatım adına söylüyorum” diye konuştu. 
Çılgın Projemiz Genç Memur-Sen’dir 
Ahmet Gündoğdu, çözüm sürecinin Türkiye’nin en çılgın projesi olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim-Bir-Sen’in, Memur-Sen’in en çılgın projesi ‘Genç Memur-Sen’dir, demokrasi açısından 77 milyonun öteki oluşturmadan birlikte yaşama sorumluluğudur. ‘Müslümanlar kardeştir’ ayeti gereği olarak da kardeşlik projesidir. Seçmediği ırkta üstünlük arama anlayışının cahiliye toplumunun hastalığı olduğunu bilen anlayıştır. Türk’üyle, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Arap’ıyla insan oluşuna bakma anlayışıdır.  Bu gün Silivri’de mahkûm olanlar içerisinden büyük çoğunluğu Türk ırkından; İmralı, Kandil’deki teröristler arasındaki büyük çoğunluk Kürt ırkından. Bu noktada, adamlığı ve kardeşliği sonuna kadar yürütme anlayışı önemlidir. Ve önem vermemiz gereken projede budur.”
 Yetimlere Sahip Çıkmak Boynumuzun Borcu
 Bugün 400 milyondan fazla yetim olduğunun altını çizen Ahmet Gündoğdu, “Yoksulluk toplumların yüzde 99’unun başının belası. Organ mafyaları onlara musallat olmuş. Fuhuş mafyası öyle. Misyonerlik ayrı bir bela. Geçen yıl İHH ile her sınıfın bir yetim kardeşi olsun projesini yürüttük. 7 bin yetime ancak ulaşmışız. Bu, beklentilerimizin çok altında olan bir sayı. Bu sene resmi sözleşme imzaladık. Hedef en az 50 bin. İkinci bir projemiz, gücü yeten her üyemizin bir yetimi olsun. Yetimlere sahip çıkmak boynumuzun borcu” şeklinde konuştu. 
Dünya mezunlarına sahip çıktıklarını belirten Ahmet Gündoğdu, “Mısır, Suriye, Filistin, Arakan, dünyanın neresinde olursa olsun mazluma el uzatıyoruz. Telafer’de kardeşlerimiz zulme uğradı, hemen maddi yardımda bulunduk. Türkmen olduğuna, Türk olduğuna bakmadık Suriye'den gelen kardeşlerimizin büyük çoğunluğu Arap, bir kısmı Kürt, bir kısmı Türk diye ayrımda bulunmadık. Sadece geçen yıl bir defada 600 bin TL yardım ettik. Kobani’den gelen kardeşlerimize 10 bin battaniye, 3 bin yatak alarak yardım ettik. Şu anda Gazze'ye bir okul ve bir hastane kampanyamız sürüyor, Filistinli kardeşlerimize, yetimlere de sahip çıkmak için karar aldık. Ümmet bilinci içinde destek kararı aldık. Bununda duyurusunu burada yapmış olayım” dedi. 
Kaplan: Kendimize Özgü Bir Eğitim Modeli Oluşturamazsak Tarihte Ancak Tatil Yaparız 
Ahmet Gündoğdu’nun konuşmasından sonra Gazeteci-Yazar Yusuf Kaplan “Medeniyet Tasavvuru ve Öncü Kuşak”  konulu bir sunum yaptı. Kaplan, her toplumun kendi eğitim modelini oluşturması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Türkiye dünyada sömürgeleştirilemeyen, ancak kendi eğitim sistemiyle kendini sömürgeleştiren tek ülke. Türkiye ilk defa son yüzyılda Anadolu coğrafyasına hapsoldu. Son 1000 yıllık insanlık tarihini Türkler ve Germenler yapmıştır. Germenlerin havzası sadece Avrupa, Türkiye’nin ise öyle değil havzası çok geniş. Orta Asya’dan Afrika’ya, Kafkasya’dan Balkanlara kadar uzanan geniş bir havza. Hayalleri olmayan toplumlar, başkalarının hayalleriyle, hayallerinde yaşar. Bu dünyada söyleyecek bir sözünüz yoksa yaşamanın bir anlamı yok. Fikriyat olmadan tatbikat olmaz. Medeniyet fikri; ilim, irfan ve hikmetten oluşur. Eğitim sistemimizi geliştirmezsek, kendimize özgü bir model oluşturamazsak tarih yapamayız ancak tarihte tatil yaparız.”
KARANFİLER:Ülkemizin Birlik Bütünlüğü Temeli Sivil Toplum Kuruluşlarının Çalışma ve Gayretlerinden Geçer
Kırklareli Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Selahattin KARANFİLER 8. Türkiye Buluşmasını değerlendirmelerinde: “Sendikamızın 8. sını düzenlediği bu toplantılar ülkemizin farklı bölgelerinden gelen sendikamızın temsilcileri ile görüş arış-verişlerinde bulunarak ülkemizin milletimizin sorunlarına ortak çözümler getiriyoruz.Bu birçok siyasi partiye de örnek teşkil ediyor.Siyasi partilerin göremediği ve el uzatamadığı konulara sendikamızın yaptığı bu ortak akıl toplantı ve istişareli sayesinde çözüme kavuşuyor ve kavuşmayada devam edecek.Biz burada problem üretme ayrıştırıcı sendikacılık değil eğitim konularında sosyal hayatın problemlerine çözüm üreterek birleştirici sendikacılık ilkesiyle hareket ediyoruz.Ayrıca burada sendika yönetiminde görev alan arkadaşlarımız kendi bölümleriyle ilgili ileriye dönük çalışmalar konusunda ortak akıl sekrataryalarıyla proje ve eğitim çalışmaları yapıyoruz.8. Türkiye Buluşması nında bizlere yeni hedefler koyarak faydalı olduğunu düşünüyorum.Eğitim ve sosyal konularda bundan sonra daha fazla çalışmalara imza atacağımızı düşünüyorum” Şeklinde açıklamada bulundular.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol