KIRKLARIN ATASI VE ONUN MİTOLOJİK HİKAYESİ

Kırklareli mitolojik kültür ve mitolojik olaylar yönünden çok zengin bir bölgede bulunmaktadır. Tarih öncesi zamanların birçok Tanrısal ve masalsal kahramanları, tarih sonrası bu yöreye ve bu coğrafyaya sarkmıştır. Birçok mitolojik olay bu yörede, bu bölgede cereyan etmiştir. Bazı kentler efsanelere dayalı olarak kurulmuşlardır. Gerçekte her kentin kasaba ve köyün bir efsanesi, bir masalı vardır. Kırklareli onlardan biridir. Bu bakımdan Kırklareli'ni "Efsaneler Diyarı" olarak nitelendirmek mümkündür. Bugün dahi Kırklareli adıyla bir efsane yerdir.
Tarihsel söylencelere göre KIRKLAR'ın bir Atası vardı. Kırklar'ı o yaratmıştı. Kırklar'ın Atası, Kırklareli'nin batısında kalan POLOS DAĞI'nda(Yoğuntaş)da oturuyordu. İnsanları oradan yönetiyor, yerini, göğünü oradan idare ediyor, şiddetini, hiddetini, güler yüzünü oradan gösteriyordu. Zaman zaman da Kırklar'ın yerini, göğünü, ormanlarını, akarsularını, su kaynaklarını dolaşır, onları kutsardı. Aşağıpınar'da 8 bin yıl önce kurulmuş yörenin İLK KÖY'ünü ziyaret eder, onlara iyiliklerini gösterirdi. O, "Trakya'da bir Din Hareketi olarak doğmuş olan ORPHEUS'un ardalı, fakat daha çok Trakyalı’lara benzerdi. Bazı yönleri ile de Orpheus'a benzerliği vardı. Trakya'da akraba gibiydiler. Kırklar'ın Atası uzaklara gitmezdi. En uzak gittiği yer Kıyıköy'ün Kör Kralı, Pınarhisar ve Kaynarca'da soğuk ve sıcak akan TEAROS KAYNAKLARI'nın sahibi Kral Teaorus'u ziyaret ederdi. Burayı ziyareti Trakyalı’ların yılda bir kere Teaoros Kaynakları'na gelip yıkandıkları güne rastlardı. O gün Teaoros Kaynakları boyunda şenlikler düzenlenir, eğlenirlerdi. Orpheus'un müziğini duyar, lirini dinlerler miydi bilmiyoruz. Yalnız Kırklar'ın Atası'nın müziği de Trakyalı’ları, Av ve Yaban Hayatını etkiler, derin bir sessizlik içerisinde dinlemelerine neden olurdu. Rumeli şarkı ve Türkülerinin kaynağı, akıcılığı, coşkusu bunlardı. Trakya'ya bet bereket getiren, doğayı canlandıran Diyanosos onları korurdu. Onların ıstıraplarına, neşelerine ortak olurdu.
KIRKLAR'ın Atası saygın biriydi. Çok zaman kendinden önce buralara, Trakya ve Balkanlar'a gelmiş olan şair ve müzisyen Orpheus’u, Trakya'da berekete bereket katın, büyük salkımlı üzümlerin, orman gibi meyveliklerin yetişmesine olanak veren Diyanosos'u dinlerdi. Özellikle Kırklar'ın Atası Orpheus'a acırdı. Onun sevgilisi Eurydike'nin ardından yanıp tutuşmasına üzülürdü. Kadınların Orpheus'un lirinden çıkan nağmelerle, okuduğu etkili şiirlerinin ritmi ile coşup bayılmaları, zaman zaman da ağlaşmaları, sevinç ile hüznü bir araya getirirdi. Yaşama sevinci çığlıkları kaybolup giderdi. Onların Kırklar'ın Atası'nın vakur haline, Trakya'da 19 çeşit isimle anılmasına saygı duyarlar, Büyük Salkımlı Üzümleri'ne, soğuk ve sıcak akan kaynaklarına, yazın deniz serinliği veren ormanlarına, av ve yaban hayatının çeşitliliğine cennet gibi meyveliklerine imrenir, Tanrı'nın, KIRKLAR'IN YERİNİ KUTSAMIŞ olduğunu söylerlerdi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol