HATİCE OPAK BİLGİN GEÇMİŞİN KÜLTÜRÜNÜ MÜZELERDE ARIYOR

İstanbul'da yaşayan Kırklareli kökenli yazar Hatice Opak Bilgin, müzeleri anlatmaya devam ediyor. İstanbul müzelerini anlatan Hatice Opak Bilgin, ilk yazdıklarını "Tarih ve Kültür Zenginliğimiz MÜZELER" adı altında kitaplaştırmış bulunmaktadır. Hatice Opak Bilgin bu kitabında 50 dolayında İstanbul müzesini dile getirmiştir. Öyle anlaşılıyor ki değerli yazar İstanbul'un tüm müzelerini anlatacak, müzeler konusunda çok kıymetli kaynak kitap meydana getirmiş olacaktır.
Osmanlılar, Avrupa ülkeleri gibi müzeciliğe pek önem vermemişlerdir. Devletin dağılmasının son yıllarında Şeker Ahmet Paşa bu konuya el atmış ve ilk müzeyi meydana getirmiştir. Fakat ne var ki müze konusuna çok geç el atılmış olması bu alandaki tarih ve kültür eserlerinin kaybolmasına neden olmuştur. Son yılların savaşlarında da yabancılar pek çok değerli eserleri ülkelerine götürmüşlerdir. Özellikle 1912 Balkan Savaşı'nda tarihi eserlerin en kıymetlileri Bulgartistan'a götürülmüşlerdir.. Bogdan Filov "Rumeli'nin Esaret Günleri" adlı kitabında Trakya'yı adım adım dolaşarak tespit edilen eserlerin Sofya'ya götürüldüğünü dile getirmektedir. Boğdan Filov bir bilim adamıdır ve aynı zamanda arkeologtur.
Yazar Hatice Opak Bilgin tabii bunları anlatmıyor. O, gezip gördüğü müzelerde ne var ne yok onları dile getiriyor, ziyaret ettiği müzelerin tarihine vurgu yapıyor, müzede bulunan önemli tarihi eserlere dikkati çekiyor. Bana göre değerli yazar çok büyük bir hizmeti yerine getiriyor, yetişen kuşaklara İstanbul Müzeleri'nde bulunan eserleri kalın çizgileri, önbilgileri ile anlatıyor. Geçmişte kalan kültürlerin tanıtımını güncelleştiriyor. Önemli şey. Hatice Opak Bilgin, benim 8-10 yıl kadar kurucu başkanlığını yaptığım "KIRKLARIN SESİ ŞAİRLER GRUBU"ndan yetişmiş bir yazardır. Bugün 15-20 yıl içerisinde yüzlerce makale ile edebiyatın şiir, hikaye, röportaj, roman dalında eserler meydana getirmiş, şair ve gazeteci yazar olarak tanınmıştır. 30-35 kişilik Kırkların Sesi Şairler Grubu içinde, edebiyatın birçok dalında öne çıkan o olmuştur. En önemlisi bu süreçte Hatice Opak Bilgin sosyal aktivitesi olan  bir KÜLTÜR İNSANI olarak ortaya çıkmıştır. Doğduğu il Kırklareli'nin kültür hayatında önemli bir yere oturmuştur. Şu sıra ne gibi çalışma yaptığını bilmiyorum ama önemli bir proje üstünde çalıştığını tahmin ediyorum. Hatice Opak Bilgin'in hayatta en büyük şansı eşi Mehmet Bilgin'dir. Bildiğim kadarı ile İstanbul'da tanınmış bir iş adamı olan Mehmet Bilgin eşine her çalışmasında destek vermektedir. Hatice Opak Bilgin'in başarısında bu önemli bir etkendir. Derler ya başarılı her erkeğin arkasında güçlü bir kadın olduğu söylenir ya, her başarılı kadının da arkasında bir erkek vardır. Doğal ki Kırklareli'nde birçok alanda başarılı kadınlar vardır ama onlar toplum katında henüz kendilerini duyurmuş değildirler. Belki kendilerini anlatamıyorlardır, bilmiyorum. Fakat ne var ki Kırklareli kendine özgü bir aydınlığı, bir bilgi ve bilinci olan insanların yaşadığı yerdir. Kırklareli'nde ince bir uygarlık vardır. Fikir, sanat, kültür insanları bu uygarlığın eseridir. Hatice Opak Bilgin de öyledir. Bilgi ve kültür yaratanlar toplumun aydınlanma projektörleridir. Onlar kılıçla yapılmayanı kalemle yapmaktadırlar. Bunu Kofçazlı anlamıştır da Kırklarelili niye anlamış olmasın? Hatice Opak Bilgin'in yolu açıktır, arabanın tekeri dönmektedir. Herkes işine baksın.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol