"ESKİ ROMA YAZININDA SATİR VE KADIN" -I-

Eski Roma Valilerinden Rutilius Claudius İ.S.450'li yıllarda yönetiminden sorumlu olduğu Roma'ya, "Yeditepe üstünde göğün daha açık olduğu bir yerden" bakarak, buradan ayrılmanın çok zor olduğunu düşünmüş, gözyaşları içerisinde Roma'yı tarihe şöyle anlatmıştır:
"Roma dünyanın kraliçesidir, insanların sütninesi, tanrıların anasıdır. Onun görkemi güneş yok olmadan insanların yüreğinden silinmeyecektir. Armağanları güneşin ışığı gibi dört bir bucağa yayılmıştır. O güneş ki Roma tarafından hükmedilen topraklar üstünde doğar ve batar. Ne yakıcı çöl, ne kuzeyin acı soğuğu onun ilerlemesini engelleyememiştir. Tabiat nerede canlı varlıklar yaratmışsa, Roma oraya kadar uzanmıştır. Birçok ulusun ana vatanı olmuştur. Onun hükmü altına girmek bir lütuftur. Roma dünyada ne var, ne yok onu bir şehir haline getirmiştir. Kendi hukukuyla da fethedilen ortaklıklar yaratmıştır. İyi kalpliliği silah gücünü yumuşatmıştır. Korktuğunu yenmiş, yendiğini ise sevmiştir. Hukukuyla tüm dünyayı kucaklamıştır. Ortak bir konfederasyon halinde, her şeyin birlikte yaşamasını mümkün kılmıştır. Başka imparatorluklar kaybolup gitmiştir."
Ancak Roma İmparatorluğu’nun tarihe geçen başka yanı, bir başka yüzü Roma sınırları içerisinde yaşayanların bir başka öyküsü vardır. Roma'yı yücelten erdemleri, gerçekçiliği, pragmatizmi, askeri örgütlenmedeki yeteneği, fethedilen yerlerdeki yönetim ustalığı" yanında onu alçaltan "despotizmi" yanında Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü'nden Yrd. Doç.Dr Sema Sandalcı’nın kabul gören "ESKİ ROMA YAZININDA SATİR VE KADIN" konulu doktora tezinde kalın çizgilerle anlattığı kadının öyküsü de vardır. Aslında kadının ve kadınlığın öyküsü eski Yunan'dan günümüze dek acılı ve düşündürücüdür.
Yrd. Doç.Dr. Sema Sandalcı uğraş alanı dışında Grekçe'den yaptığı çeviri kitaplarla tanınmıştır. Türkçeyi iyi kullanıp yazan, bilgi ve kültüre yaklaşım yönetimi sağlıklı bilim insanıdır. Nitekim Roma Edebiyatında "Satura ve Kadın" kitabı onun ne denli sağlam bir kültür zemininde yürüdüğünü göstermektedir.
Sema Sandalcı, kapsamlı bir inceleme ve araştırma örneği olan doktora tezinde bize tarih içerisinde Roma kadınının konumunu, aile durumunu, tarih boyunca kimliğindeki değişim ve evrimi anlatmaktadır. Bir edebiyat türü olan "Satir" ya da "SATURA" konusunda bilgiler vermektedir. Gerek "Romalı Kadın" gerekse Roma Edebiyatında Satir (Satura) zaman tünelinden günümüze bir değişim ve gelişim çizgisiyle gelmektedir.
Tarihte bir çok "İLKLER"in yaratıcısı ve öncüsü olan Roma, kadının hakları konusunda pek de uygar bir görüntü yansıtmamaktadır. Bu nedenle Roma'nın uygarlığına, ayak izlerine ve yönetim biçimine tanık olan eski Trakyalı, sevgili Sema Sandalcı'nın tez kitabında anlattıklarına yabancı değildir. Trakya'da yaşayanlar bu toprakların Şarap Tanrısı Dionysos 'a adanmış olduğunu, İ.S. birinci yüzyılın ortalarına doğru buraların Romalılar tarafından yönetildiğini, Vize'nin Eyalet Merkezi konumunda bulunduğunu bilirler. Sandalcı'nın eski Roma'dan günümüze aktardığı "… kişi kötülüklerini açığa vurur yolda yazılan nazım ve nesir karışığı bir yazı türü" olan Satir'in ya da "SATURA"nın "Roma yazınında ( edebiyatında) hiciv, taşlama yergi, (eleştiri)" anlamına geldiğinin farkındadırlar zira, Trakyalı Bektaşi şair ve yazarlarından, Halk bilimci, Müzikolog Vahit Lütfi Salcı bu edebiyat türünü şiirlerinde çok kullanmıştır. Sema Sandalcı'nın da belirttiği gibi Satura, Batı edebiyat ürünüdür. Bunu edebiyatta ilk kullanan da Lucilius olmuştur. Tabii zaman içerisinde kullananı çok olmuştur. Bu edebiyat türünün yaklaşık ikibin yıldan fazla bir geçmişi vardır. Bize de örnekleri Batı'dan gelmiştir.
Yazının devamı yarın yayımlanacak...

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol