DİL DEVRİMİ BİTTİ BAYRAMI UNUTULDU GERİYE NE KALDI?

26 Eylül 1932 yılında Atatürk Türk Dil Devrimi yapmış, Türk Dilinin yabancı diller boyunduruğundan kurtarılması yolunu açmıştı. Vatanın kurtarılması, bağımsızlığını kazanması ile birlikte yüzyıllardan beri Arap ve İran dillerinin istilasına uğramış olan Türk Dili'ni bağımsızlığına kavuşturmak amacıyla Türkçe'nin yabancı kelimelerden arındırılması gerekmiştir. Çünkü Osmanlılar zamanında halk Türkçe konuşurken, Osmanlı aydınları Arapça ve Farsça kelimelerden oluşmuş Osmanlıca bir dil ile konuşuyorlardı. 70-80 bin kelimeye ulaşmış olan Osmanlıca'nın içinde Türkçe kelime 15-20 bin civarında idi. Neredeyse Türk Dili kaybolmak üzere idi. Öz Dili'ni yani Ana Dili'ni kaybeden bir halk yurdunu kaybetmiş oluyordu. Dil, bir ulusun insanlarını bir araya getiren, bir arada yaşamalarına neden olan, kimliğini belli eden bir anlaşma vasıtasıdır. Bizi birbirimize bağlayan dildir.
Aslında Osmanlı Devleti bünyesinde yer alan Eyalet Halkları yani Arnavutlar, Sırplar, Bulgarlar, Rumlar, Araplar Ulahlar kendi Ana Dillerini konuşurlarken, Osmanlı okumuşları Farsça yani İranca, Arapça karışımı bir dili konuşuyorlardı. Halk da kendi Anadili Türkçeyi konuşuyordu. Osmanlıca konuşanlar aynı zamanda Arapça yazıyı kullanıyorlardı. Halk zaten okuma yazma bilmiyordu. Mustafa Kemal Cumhuriyetin ilanından sonra Türk Dilini sadeleştirme yani yabancı kelimelerden arındırma hareketi ile birlikte Yazı Değişikliğini de ele aldı ve YAZI DEVRİMİ yaptı. Yani Arapça yazıyı değiştirdi. Latin Alfabesini, bugün kullandığımız kolay yazıyı aldı. Bu yüzden yazı ile ilgili Yazı Değişikliği'ne HARF DEVRİMİ, dilimizden yabancı kelimelerin atılması hareketine de DİL DEVRİMİ dendi. Mustafa Kemal'in yaptığı bu iki yenilik yani Yazı Değişikliği ve Türk Dilinin sadeleştirilmesi hareketi Cumhuriyetin KÜLTÜR DEVRİMİ kabul edildi. Bunlar önemli yenilikler, önemli devrimlerdi. Ancak bugün hala dilimize yabancı kelimeler girmektedir. Bu bizim dilimizi yabancı kelimelerin boyunduruğundan kurtarmak için milliyetçilik yapmadığımızı, titizlik göstermediğimizi belli etmektedir. Buna Dil Kirlenmesi denir. Mesela Fransızlar dışarıdan aldıkları malın üstüne o malı satanların dilini değil, kendi dilleri Fransızca'nın yazılmasını şart koşarlar. Çünkü dillerini sevmektedirler.
Bir ülkenin dili o ülkenin BAĞIMSIZLIK BAYRAĞI'dır. Unutmayalım ki konuştuğumuz kelimeler bizim DUYGU, DÜŞÜNCE ve FİKİR KALIPLARI'mızdır. Söyleyeceğimiz bir malın adını yani kelimesini bilmiyorsak o şeyi istediğimizi anlatamayız.
Atatürk'ün yaptığı her yenilik, her devrim Türk halkının kendisini cehaletten kurtarmasına yöneliktir. Dilimizin Arapça ve Farsça dillerinden kurtulması vatanımızın düşmandan kurtulması kadar önemlidir, hayatidir. Ama biz bunun ne, ne anlama geldiğini biliyoruz ne onun bayramını hatırlıyoruz. Kusura bakmayın ama bu cehaletimizle bu dünyada ayakta zor kalırız. Ne tarihi, ne Mustafa Kemal'i, ne onun yeniliklerini biliyoruz. Yeterince biliyor musunuz Osmanlı Devleti CEHALET ve İRTİCA (Gerilik) YÜZÜNDEN YIKILDI.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol