DEMOKRASİ ZOR İDAREDİR FAKAT EN İYİ İDAREDİR

Bir Yerel Seçim daha geride kaldı. Ancak seçimin sonuçları üzerine tartışmalar bitmedi. Bu seçim YEREL DEMOKRASİ'NİN en tartışmalı seçimi olmuştur. Tartışmalar liderler arasında başlamış, seçim sandıklarına, seçim sonuçlarına kadar uzanmıştır. Bir kez daha görülmüş ve gözlenmiştir ki demokrasi zor bir idaredir. Onu "KADİFE ELDİVEN İÇİNDE DEMİR YUMRUK" olarak tarif edenler de vardır.
Türkiye 1945 yılında çok partili hayata yani demokrasiye geçiş yapmıştır. Rahmetli İsmet İnönü 1940'lı yıllarda Batı Demokrasileri Cephesi'nde yer almaya karar verdikten sonra çok partili hayata geçiş şart olmuştur. Bunun üzerine Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Prof. Fuat Köprülü CHP'den istifa ederek Demokrat Partiyi kurmuşlardır. Türkiye çok partili hayata Tek Parti Yönetimi'nde gelmiştir. Bu süreçte Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü tek parti olan CHP'nin Genel Başkanlıklarını yapmışlardır. Cumhuriyetin ilanından sonra Kazım Karabekir ve ekibi terakkiperver Cumhuriyet Partisini kurmuş iseler de bu parti siyasi söylemleri dolayısıyla kapatılmıştır. Partili hayata ikinci geçişi Mustafa Kemal, arkadaşı Paris Büyükelçisi Fethi Okyar'a yaptırmıştır. Atatürk o sıralar yani 1930'lu yıllarda Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetimsiz kalmış olmasından, kendisine Dikratör denilmesinden rahatsızlık duymuştur. Fethi Okyar'a, adını kendisinin verdiği "SERBEST CUMHURİYET PARTİSİ"ni kurdurmuştur. Fethi Okyar'ın partiyi kurmasından duyduğu memnuniyeti ise şu sözlerle dile getirmiş:
"Büyük Millet Meclisinde aynı temele (yani laiklik temeline) dayanan yeni bir partinin kurularak, ulus işlerini serbestçe tartışılmasını, Cumhuriyetin temeli sayarım. Bu nedenle politik mücadeleye girmenizi yararlı buldum".demiştir.
Bu Parti 1930 yılının Ağustos ayında kurulmuş, 3 ay içersinde kuruluşunu tamamlamış, Ağustos ayında yapılan Yerel Seçimlere girmiş, Trakya dahil, Anadolu'nun birçok yerinde seçimin galibi olmuştur. Partinin siyasi söylemlerinde Genç Cumhuriyet'e yönelik hareketler görülmüştür. Bu durumda Fethi Okyar Atatürk ile görüşerek partisini kapatmıştır. Halkın çok partili hayata hazır olmadığı kanaatine varılmıştır. Buna Mustafa Kemal çok üzülmüştür. Ve tabii "1930 yılının en büyük siyasi olayı, Serbest Cumhuriyet Partisi" deneyi olmuştur."
Serbest Cumhuriyet Partisi tecrübesinden 15 yıl sonra, 1945 yılında zamanın Cumhurbaşkanı ve CHP Gelen Başkanı İsmet İnönü Demokrat Partinin kurulmasına, çok partili hayata geçilmesine ışık yakmıştır. Demokrat Partisinin kurulması, meclisin bir muhalefet partisine sahip olması o kadar çabuk olmuştur ki demokrasiye geçişin alt yapısı kurulamamıştır. Yasalar çıkarılmamış bazı anti demokratik kanunlar değiştirilememiştir, Cumhuriyet Kurumlarının çok partili hayata uyumu sağlanamamıştır. Bunun üzerine tarihte 12 Temmuz Beyannamesi olarak anılan bir yazıyı Valilere göndererek muhalefet partisi liderlerine iyi davranılmasını, halkla temaslarına kolaylık gösterilmesini istemiştir. CHP içinde de YENİ DURUM'la ilgili DEĞİŞİM'e uyum sağlamak üzere sağ tandanslı Prof. Şemsettin Günaltay'ı Başbakan yapmış, eski Milli Eğitim Bakanlarından Prof. Tahsin Banguoğlu'nun başkanlığında parti içi ve parti dışı demokrasi ile ilgili karalar alınmasını istemiştir. Alman yazar Gollhard Jaschke bu bilgilere "YENİ TÜRKİYE'DE İSLAMLIK adlı kitabında yer vermiştir. Demokratik hayatın bir kültürü ve eğitim vardır. Bizim çok partili hayatımız 70 yıldan beri demokrasinin bu eğitim ve kültürünü öğrenmeye çalışmaktadır. Onu ne zaman öğrenir, topluma mal ederiz bilemem. Yalnız YEREL DEMOKRASİ'yi özümsemeden genel demokrasiyi olgunlaştırmak mümkün değildir. Demokratik eğitim ve kültürel ihtiyacımız olduğu açıktır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol