CUMHURİYETİN OKUL MARŞLARI

Çocukluğumuzda Cumhuriyet Marşları coşku kaynağımızdı. Müzik dersleri bunlarla, marşlarla geçiyordu. Yeni bir ruhla yaşadığımızı hissederdik. İçimiz rahatlardı. Çocuktuk ama bunları yaşardık. "ANKARA" Atatürk'ün oturduğu yerdi. Bunu bilirdik. Ankara Marşı bize bunu çağrıştırırdı. "Ankara güzel Ankara" derdik arkasını getirdik. Bugünün genç insanları bunu bilirler mi, sanmıyorum. Şimdi hatırladığım kadarıyla bu marşı yazmak istiyorum.
ANKARA
Ankara Ankara, güzel Ankara
Seni görmek ister her bahtı kara
Senden yardım umar her bahtı kara
Yetersin onlara güzel Ankara
Burcuna göz diken dik başlar insin
Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin
Türk gücü orada her zoru yensin
Varolsun toprağın taşın güzel Ankara.
Hayalimizdeki Ankara Mustafa Kemal Atatürk ile güzeldi. Analarımız, babalarımız, dedelerimiz "GAZİ" orada bizi düşünüyor, düşmanları gözlüyor derlerdi. Köy ortamında yeni olan Cumhuriyet ve marşları idi. Anlamını bilmiyorduk ama "Cumhuriyet" demeyi, Cumhuriyeti sevmeyi Atatürk'ü düşünmeyi biliyordu. Evdeki yaşlı insanlar "YASLI GİTTİM ŞEN GELDİM" marşını söylediklerinde bir başka olur, fakat yine Mustafa Kemal'i, yanında İsmet İnönü ve Mareşal Fevzi Çakmak'ı hatırlardık. Okulumuzda onları bir arada gösteren fotoğraf vardı. Okulun kapısından içeri girerken onları görürdük.
"Yaslı gittim şen geldim/ Aç koynunu ben geldim/ Bana bir yudum su ver/ Çok uzaklardan geldim." Bu marşla uzun süre askerlik yapanları hatırlardık. Duyardık 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl askerlik yapanlar varmış. Gerçi Gazeteci Yazarlığa başladığımda bu kadar yıl askerlik yapanlarla çok görüştüm, konuştum, savaş, askerlik anılarını dinledim ve de yazdım. Çocukluğumuzda yaşlılarımız onlar için ne söylemişlerse yıllar sonra ben de, biz de aynı bilgileri, aynı anıları dinledik ve düşündük ki bu vatan kolay kurtulmamış. Giden gelmemiş, gelen geride bıraktığını bulmamış. Nereye gitmiş bu insanlar? Sonradan öğrendik ki savaşanlar cephelerde kalmış, geriye dönenler hatıralarıyla yaşamaya devam etmişler.
Köylü insanın dünyası, bilgisi sınırlıdır. Cemal Tuncel çocukluğunu anlatırken köyden kasabaya yaya yamalak geldiklerinde kasabanın merkezine inemeden köye döndüklerini anlatır. Köyün okulunda öğrendiği marşları ezberlediği şiirleri dile getirir ve bugünkü Türkiye'yi eli nasırlı insanların yarattığını, onların şimdi ebediği istirahatgahlarında rahat uyuduklarını söyler. Bu söylem geçmişle gelecek özlemidir. Yaşlandıkça hatıralar öne çıkar. Günün akşamına gelmiş, ikindiyi geride bırakmış insanlar elbette ki geçmişle gelecek arasında olduklarının farkındadırlar. Geçmiş onların önünde kaybolmuş bir zamandır. Onu geri getirmek mümkün değildir.
Doğaçlama bir yazı ile bugünde köşemizi doldurduk. Yarın ne olur bilemem. Elbette ki iyi bir gün olmasını, herkese güzellikler getirmesini dilerim. İnsan kaybolduktan sonra bir hatıradır. Başka bir şey değildir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol