BİLGE İNSANLAR SÖYLEYECEKLERİNİ SÖYLEMİŞLERDİR

Hazreti Süleyman ''Güneş altında söylenmedik söz yok'' demiş. Bence de öyle. Dünyanın bilge insanları yani bilenleri söyleyeceklerini söylemişlerdir. Söylediklerini geride kalan insanlığa miras bırakmışlardır. Bugün, biz zannediyoruz ki yeni şeyler söylüyoruz. Yeni bir şey söylediğimiz yok aslında, söylenenleri derleyip toparlayıp ve de yorumlayarak insanlara sunuyoruz. Aslında söylemek istediğimiz, söylemeye çalıştığımız Bilge Kişilere aittir. Ancak zannedilmesin ki bugünün bilgeleri yeni bir şey söylemiyorlar. Onlarda yeni şeyler söylüyorlar. Akıl ve Kamil İnsanlardan söz ediyoruz. Halkımız bu akıllı ve olgun insanlara FEYLOZOF derdi. Kime filozof dediğini bilmezdi ama bu kelimeyi söylerdi. Mesela Nasrettin Hoca bir bilgedir, Rıza Tevfik bir feylozof. Bu insanlar söylenenlerin içinde söylenmedikleri bulup yorumlayan kişilerdir. Dünyanın her toplumunda bu tür insanlar vardır.
Hayatta ve dünyada bazı insanlar vardır ki bilgeliğin zirvesine erişmişlerdir. İnsanın karanlığını kısa ve öz cümlelerle aydınlatmışlardır. Örneğin, hangi insan, hangi toplum ve halk binlerce yıldan beri söylenip gelmiş bu düşüncelerin açığına, gerisine düşmek ister? İnsan hayatının dokusu bu düşüncelerle oluşmuştur. İYİ İNSANIN İYİ VATANDAŞIN ÇERÇEVESİ belli edilmiştir ve denmiştir ki: insanın yaşayışında DÜŞÜNCE DİREKLERİ Hayat Düsturları şunlardır:
'' DOĞRU GÖRÜŞ, DOĞRU KARAR, DOĞRU EYLEM (Hareket), DOĞRU YAŞAYIŞ, DOĞRU UĞRAŞ (ÇABA), DOĞRU HATIRLAMA, DOĞRU DÜŞÜNME.''
Bu doğrular insan hayatında gelişmiş olan düşüncenin, aklın son DURAK NOKTALARIDIR. Bunlar insanın hayatında tartışmayacağı düsturlardır. İnsanlar bunlarla olgunluğa erişir. AKIL İNSAN, KAMİL İNSAN bu doğruların çerçevesi içinde olan insandır. Genelde bu esasları üzerinde taşıyan insanlar toplumda ''İTİBARLI İNSANLAR'dır.'' Onların düşündüklerine, söylediklerine itibar edilir.
BİLGE İNSANLAR, ORTAK AKLIN oluşmadığı toplumlarda daha çok görülürler. Peygamberler, Deha Sahibi olanlar, FİLOZOFLAR, Bilgeler, Yaratıcılar insanlığın Ortak Aklın dışında kalan insanlardır. Onlar bireysel akıl ve özellikleri ile insanlığın zirvesine çıkmışlardır. Ne yazık ki insanlık tarihinde bu insanlar çok değildir. Tanrı onları yeryüzüne çok seyrek gönderir. Gönderdiği zamanda maksatlı, amaçlı gönderir. Bu insanlar Radyum Madeni gibi insanlığa ışık verirler, insanlığın tökezlemeden ilerlemesi için yol gösterirler. Yukarıya yazdığım DÜŞÜNCE DİREKLERİ, Deniz Fenerleri gibidirler. Onları üstünde taşıyanlar, hayatında uygulayanlar karanlıkta da olsa yollarını bulurlar. Bizim bu bağlamda noksanımız, yanlışımız DÜŞÜNEN İNSAN'dan, FİKİR ÜRETEN İNSAN'dan korkuyor olmamızdır. Aslında dünyanın yarısı bu korkunun içindedir. Burada insanın vahşetinden değil, düşüncesinden korkmaktadırlar. Dünyanın Doğu Toplumları bu korkuyu yenmedikçe, gerilikten kurtulamayacaklardır. Japonya, Kore, Rusya bu korkuyu atmışlardır. Türkiye ve Çin ilerlemenin engelini oluşturan bu korkuyu atmak için mücadele vermektedirler. Türk toplumunun önünde Mustafa Kemal Atatürk vardır. Onun düşüncelerinden, onun vizyonundan, misyonundan aydınlığından korkanlar bundan dolayı O'na saldırmaktadırlar. Fakat bilmiyorlar ki bir mum ışığı karanlıktan daha güçlüdür. Herkes işine baksın.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol