BU GURUR KIRKLARELİ'NİN

Dünyacı ünlü Kırklarelili Müzisyen Burhan Öçal, Çanakkale Savaşları'nda şehid düşen dedesini zaferin 100'üncü yılında onun anısına bestelediği çok özel bir eserle anıyor. Öçal'ın duygu yüklü bu eseri aynı zamanda Çanakkale Zaferi'nin 100'üncü yılı nedeni ile Ahmet Esenkaya tarafından kaleme alınan ve önsözleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından yazılan "Sıhhiye 1915" adlı kitaptan yola çıkılarak hazırlanan belgeselin de müziği olacak

Önsözleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından yazılan "Sıhhiye 1915" adlı kitaptan yola çıkılarak hazırlanan belgeselin müziği Kırklareli'nin yetiştirdiği perküsyon sanatçısı Burhan Öcal tarafından bestelendi.

Kırklareli Belediye Meclisi tarafından Kırklareli'de bir caddeye isminin verilmesi gündemde olan Kırklareli'nin yetiştirdiği ender sanatçılar arasında yer alan Burhan Öcal'ın bu son çıkışı ile ismini ölümsüzleştireceği artık kesin gibi.
İşte SIHHIYE 1915 adlı kitaptan yola çıkılarak hazırlanan belgesel hakkında DEVLET ERKANI tarafından kurulan cümleler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Çanakkale Savaşı, sadece son yüzyılda değil, tarihimiz boyunca milletimizin kazandığı zaferlerin en büyüklerinden biridir. Milletimiz Çanakkale'de bir büyük inançla, azimle, fedakarlıkla vatanını ve ecdadının kendisine bıraktığı tüm manevi emanetleri savunmuştur.
Çanakkale Savaşı'nda gösterdiğimiz azim ve kararlılık, adeta bir ibret vesikası olarak dünya tarihinde de yer bulmuştur. Bu savaşta, dünyanın pek çok bölgesinden gelen güçler, Batı'nın üstün silahları ve maddi gücüyle topraklarımızı işgal etmek için saldırırken, milletimiz kıt imkânlarıyla, iman gücüne dayalı mücadele azmiyle topraklarını savunmuştur. Çanakkale Muharebeleri, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı, en dramatik savaşlardan biridir. Onbinlerce şehitle birlikte pek çok askerimiz bu savaşlarda yaralanmış, gazilik mertebesine ulaşmıştır.
Çanakkale baştan başa bir ibret vesikası, muazzam bir destandır. Biz "tarih yaptığımız kadar tarihini yazamamış" bir milletiz. Çanakkale Savaşı gibi tarihi bir zaferin, maalesef tam manasıyla ne ilmi bir kitabı yazılabilmiş, ne belgeseli, ne filmi çekilebilmiştir. Çanakkale'de askerî başarıların arka planında nice isimsiz nefer, nice adı duyulmamış kahraman bulunuyor. Arşivimizdeki zengin kaynakları kullanarak, gelecek nesillere bırakabileceğimiz tafsilatlı bir Çanakkale tarihine ihtiyacımız var. Biz, geçtiğimiz 12 yılda Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı alanlarda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla, bu bölgeyi önemine ve ecdadımızın manevi hatırasına uygun bir çehreye büründürdük. Şehitliklerin imarıyla, Çanakkale Destanı Tanıtım Merkeziyle ve diğer hizmetlerle, bölgeyi, maziden atiye anlayışıyla, bir ibret vesikası olarak yeni nesillere kazandırmanın çabası içinde olduk. Zaferin kazanılmasında kuşkusuz sağlık teşkilatımızın, doktorlarımızın, hemşirelerimizin, eczacılarımızın, pansumancılarımızın da çok büyük rolü olmuştur. Sağlık Bakanlığımızın hazırladığı "Sıhhiye 1915, yüz yıl önce..." kitabı bu büyük zaferin bir başka boyutunu, sıhhiye kahramanlarını ele alan önemli bir çalışmadır. Zengin görsel malzemeleri ve samimi anlatımıyla belgesel niteliğindeki bu kitap, Çanakkale literatürümüze önemli katkılar sağlayacak, benzer eserlere ilham kaynağı olacaktır. Çanakkale Zaferi'nin 100. yılı vesilesiyle yayımlanan bu eserin hazırlanmasına katkı sağlayan herkesi tebrik ediyor, sağlık teşkilatımızın tüm mensuplarına, hizmetleri, gayretleri, fedakarlıkları için şükranlarımı sunuyorum.
Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu
Bir milletin kaderini belirleyen şey, onun yaşadığı tarihî tecrübeler ve etkide bulunduğu geniş coğrafyadır. Yine bir milletin tarihte bıraktığı iz, o milletin kazandığı büyük zaferler kadar yaşadığı derin acılarla ilgilidir. Bizim için Çanakkale, hem acıyı hem zaferi bağrında barındıran bir büyük tarihî dönemeçtir. En zor şartlarda dahi umudunu kaybetmeyen ve vatanını savunmak uğruna canını feda etmekten çekinmeyen genç yüreklerin inanç, cesaret ve kararlılığı; bir felaketin içinden Türkiye Cumhuriyeti'ne giden yolu açmıştır. "Çanakkale Destanı", bir yanıyla çelikleşmiş bir zaferdir ama diğer yanıyla da savaşın acı neticesi olarak Türk milleti, Çanakkale'de döneminin aydınlarından binlercesini kaybetmiştir. Doktoruyla, mühendisiyle, çiftçisiyle, memuruyla ve hatta öğrencileriyle bir neslin en parlak temsilcileri şehadet şerbetini içmiştir. Geride kalanlar ve sonraki nesiller ise şehitlerimizin kanlarıyla sulanan bu topraklar üzerinde, onların fedakârlıklarına layık bir gelecek inşa etmek için canla başla çalışmışlar, Türkiye Cumhuriyeti'ni inşa etmişlerdir. Çanakkale, bir mahşer yeriydi, bir savaş alanıydı ama Çanakkale aynı zamanda Türk Milleti'nin en temel insanî değerleri, başta düşman askerleri olmak üzere tüm dünyaya gösterdiği de bir yerdi. Hiç şüphesiz tarihimizdeki savaşlarda, bilhassa da Çanakkale Savaşı'nda sağlıkçılarımız, büyük fedakârlıklarla, gayretlerle çalışmışlardır."Çanakkale Geçilmez" tarihî gerçekliğinin arka planında, askerlerimize hayat veren bu meslek grubumuzun hayatî çabalarını minnetle yadetmeliyiz. "Çanakkale geçilmez" diyen şehit ve gazi askerlerimizle birlikte; hekim, hemşire ve hastabakıcılarımızı da şükranla, rahmetle anıyoruz. Çanakkale Savaşı'nda, fedakâr sağlıkçılarımızın organizasyonları ve yaptıkları hizmetleri anlatan "Sıhhiye 1915, yüz yıl önce..." eserinin, tarihimizin muhataralı bir döneminde sergilenen üstün insanlık tablolarını günümüze taşıyarak mazimizden alacağımız ilhamlara yeni değerler katmasını diliyorum.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu
Savaşlarda, orduların başarıları ile ilgili en önemli faktörlerden birisi de askere sunulan sağlık hizmetidir. Milletimizin uzun ve çetin savaşlardan başarılı çıkmasında, Osmanlı'dan bu yana savaş meydanlarında fedakarane hizmet veren, sıhhıye sınıflarının rolü çok büyük olmuştur.
Çanakkale Savaşı'nda, silahlı kuvvetler içinde oran olarak en büyük kaybı veren sınıf, sıhhıye sınıfı olmuştur. Doktor, hemşire ve diğer personelimiz, cephe şartları, yokluk, ve salgın hastalık nedeniyle ağır kayıplar vermiştir. Ve Tıbbıye o sene mezun verememiştir. Sağlık personelimiz, bugün olduğu gibi o günde, savaşta yaralı olarak ele geçen düşman askerlerine, kendi askerimize gösterdiği insani duygularla yaklaşarak, tedavilerini yapmıştır. "Sıhhiye 1915, yüz yıl önce..." isimli bu kitap, Çanakkale Zaferi'nde, sağlık personelinin hayat kurtarmak için hayatını tehlikeye atarak bağımsızlık mücadelesi için canını feda ederek yazdığı destanın, resimlerle güçlendirilmiş bir anlatımıdır. Çanakkale Destanının 100. Yıldönümüne, farklı eserlerle ve farklı etkinliklerle Çanakkale Ruhu'na dikkat çekilmesi önemlidir. Çünkü Çanakkale Ruhu'nun tarihsel gerçeğinin yeni nesiller tarafından kavranması, hem sağlık politikamız, hem tarih birikimimizin artmasına vesile olacaktır. Eserin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkürlerimi sunuyor, Çanakkale Ruhu'nun hiç kaybolmamasını diliyorum.
Sıhhıye 1915 kitabının yazarı Dr. Ahmet Esenkaya
Tarih bazen öyle önemli sahneleri bağrında barındırır ki o sahneler, gelecek nesiller için hayati önem arz eder. Yeni kuşaklar yarınlarına ait birikimlerini bu tarz geçmişin nesnel mirasları ile oluştururlar. Bu miras, her türlü ihtiyacı karşılar niteliği de bünyesinde barındırır. Burada dikkat edilmesi gereken şey, dünü yazan ile yarını planlayanlar arasında bütüncül bakış açısının her an korunması yönünde gayret ve hassasiyet gösterilmesidir. Mevcut kazanımların çok büyük özverilerle elde edilmiş olduğu gerçeği, hiç bir zaman göz ardı edilmemelidir. Tarih, birçok şeye sahne oldu. En çok da savaşlara... Çünkü insanoğlu başka çözüm yolları denemek, siyasi argümanları, diplomasiyi kullanmak yerine, en kolay çözüm yolu olan savaşı seçtiler. İngiltere'nin baş rol oynadığı Birinci Dünya Savaşı, baş aktörlerin birbirleri üzerinde üstünlük kurmak ve kendi çıkarlarını gözetmek için ortaya çıkmış en kanlı oyunlardan biriydi. Bu savaşta milyonlarca kişi hayatını kaybetmiş ve bir çok trajedi yaşanmıştır. Dönemin İngiliz harp kurgusunda Alman müttefiki olan Osmanlı'nın cephelerinin birinden, Çanakkale'den büyük beklentiler içinde idi. İngilizler, dayanılması zor 1914 kışında Çanakkale Boğazını kuşlar gibi uçarak geçmeyi, onların başkentini devreden çıkarmayı, Rusya ile birleşmeyi ve kısa sürede doğuda Alman ordularını yenmeyi planladılar. Bütün bu hedeflerini sadece donanma ile gerçekleştireceklerden son derece emindiler.
İngilizlerin planlarının hiç biri fazla işe yaramadı. Çanakkale'nin bekçileri, başkentleri İstanbul'un başına bir şey gelirse, ödenecek bedeli çok iyi biliyorlardı. Onun için subayından erine, doktorundan sıhhiye erine kadar ellerinden geleni yaptılar. Aslında bu özverinin sahipleri akıttıkları kanlarıyla, verdikleri canlarıyla bizzat kaydettiler. Cihan devletinin kahraman evlatları olduklarını ispatladılar. Kesin zaferle sonuçlanan Çanakkale'de oluşmuş kahramanlık, özveri ve ruhun yansımaları artık belgelerle kayıt altına alınmalıydı. Yerli, yabancı eli kalem tutanlar Çanakkale Cephesi'nde yaşananları yazdılar. Çanakkale destanının 100. yılı adına Sağlık Bakanlığı himayesinde 'Sıhhiye 1915 Yüz Yıl Önce' içerikli bir çalışma yapılması gündeme geldi. Yazarın Çanakkale Savaşı gündemli hazırladığı doktora tezinin ötesinde yirmi yılı aşkın arşiv çalışmalarından farklı konu başlıklarının yanında sağlık gündemli belgeler de derlenmiş durumda idi. Arşiv kaynaklı, bilimsel, özgün olmasına gayret edilen ve pek çok uzmanın emeğinin olduğu bu mütevazi çalışmada gaye, tertemiz bir toprak, bağımsız bir vatan bırakan ecdadı, bir nebze de olsa yad etmeye çalışmaktı.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol