BARIŞ VARKEN SAVAŞ NEYE ?

Aleksi Karel'in Türkçe'ye çevrilmiş bir kitabının adı "İNSAN, O MEÇHULDÜR"dür. Yani insan bilinmeyen bir varlıktır. Bugün itibariyle dahi bilinmeyen tarafları vardır. Atalarımız cahildiler ama "İNSAN İNSANIN KURDUDUR" demeyi biliyorlardı. İnsan birbirini yiyen, birbirini yok eden varlıktır demek istiyorlardı. Bu nedenle insanın vahşi tarafı vardır. Galiba bu yüzdendir ki Fransız düşünürü Volter "İNSANIN VAHŞETTEN MEDENİYET BASAMAKLARINA GEÇİŞİNİ BİLMEK İSTERİM" demiştir. Ancak "İnsan medenileşmiştir, son basamağa gelmiştir" demiyorlar.
Toplumda cinayet işleyen insana heralde medeni denmez. Birbiri ile savaşanlara söylenen sadece "SAVAŞ BİR CİNAYETTİR", bunu bil demek olmuştur. Bu sözü de bizim ATATÜRK'ümüz söylemiştir. Ömrünün üçte biri cephelerde, savaş meydanlarında geçmiş olan Mustafa Kemal gibi bütün zamanların en büyük devlet adamı ancak bunu diyebilmiştir. İnsanlığa "YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ" çağrısı yapmıştır.
İnsanlık en güçlü barış ihtiyacını İkinci Dünya Savaşı sonrasında duymuştur. O sıra savaşların neden çıktığı üzerinde durulmuştur. Ünlü Amerikan Generali Ayzenover savaşmaya en büyük tepkiyi göstermiş, "SAVAŞ İSTEYEN ÇOCUĞU BEŞİĞİNDE ÖLDÜRMELİDİR" demiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Dışişleri Bakanı olan Bevan ise savaşların savaşı düşünmekten çıktığını bunu önlemenin tek yolunun ulusları savaşı düşünmeyen devlet adamlarının yönetmesi olduğunu söylemiştir. Hatta çocukların eline savaşı çağrıştıracak oyuncakların verilmemesi, bunların imalatının durdurulması istenmiştir. Halide Edip'in eşi fikir adamı Adnan Adıvar Cumhuriyet Gazetesinde  çıkan bir yazısında bu görüşü savunmuştur. Benimde katıldığım Birleşmiş Milletler Fikir ve Makale Yarışmasında derece alan benim gibi dünyada 150 kişi Savaşı düşünmeyecek devlet adamlarının eğitimleri ve yetişmeleri için BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÜNİVERSİTESİ kurulmasını önermiştir. Bu üniversite Japonya'da kurulmuş, barış taraftarı, savaş karşıtı devlet adamları yetiştirmeye 1970'li yıllardan beri devam etmektedir.
Dünyadan SAVAŞ ortadan kalkmamıştır. Fakat BÜYÜK DÜNYA SAVAŞLARI önlenmiştir. Yeni savaş doktrinine göre yöresel, bölgesel savaşlarla yetinme süreci başlamıştır. Bugün dünyada bütün ülkeler silahlanmaktadırlar. Fakat bu silahlanma savaşmak için değil, savaşı önlemek içindir. Mesela ülkemiz savaşı düşünmüyor, ama ordumuzu CAYDIRICI BİR GÜÇ olarak en modern silahlarla donatmaya devam ediyor. Bunu az veya çok bütün uluslar yapıyor. Bundan dolayı Birleşmiş Milletler Barış Gücü kavramı ortaya çıkmış, bölgesel savaşlara BARIŞ KUVVETLERİ'nin müdahale etme süreci başlamıştır. Bugün ülkemizin iç ve dış savaş ihtimallerine karşı Barış Gücü vardır. Tabii bir ülkeye Barış Gücü gönderilmesi için Birleşmiş Milletler Teşkilatının karar vermesi, davet yapması gerekir. Ancak savaşan ülkelerin Barış Gücü istemelerine bağlıdır.
Şu an dünyada İsrail - Filistin Savaşı vardır. Irak gibi bazı ülkelerde, Ukrayna da iç çatışmalar. Bu nedenle savaşan ülkelerde, kendi içinde kavgalı halklarda barışı sağlamak için uluslar arası temaslar başlamıştır. Bu temaslara büyük devletler de destek vermektedirler. Bir ülkenin bir başka ülkeyi cezalandırma hakkı yoktur. Ancak bir başka ülkenin de bir başka ülkenin içinde karışıklıklar çıkarmaya, iç savaşı körüklemeye hakkı yoktur. Barış varken neye savaşıyorsunuz diye sorarlar. İnsana, Dünyada belki ebedi barış olmayacaktır ama büyük savaşlar da artık olmayacaktır. Çünkü savaş çıkaranda çıkarmayan da ikisi birden yok olacaktır. Büyük devletler arasında dengeler böyle kurulmuştur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol