BANKALARLA UĞRAŞILMAZMIŞ

Değerli okuyucular, yukarıdaki sözcük ilimizde faaliyet gösteren bir bankanın müdürüne ait. Sözün sahibi banka yöneticisi, bu sözü neden söylemiş olduğunu merak etmişsinizdir herhalde. Anlatayım. Konu, doğrudan benimle ilgili değil. Ama, benimle ya da sizinle de ilgili olabilirdi.
Kendi aile fertlerimden biri, geçtiğimiz yıllarda sözün sahibi yöneticinin bulunduğu banka şubesinden kredi kullandı. Kredi kullanımlarında dosya masrafı, ekspertiz ücreti, sigorta bedeli vb. kesintilerin haksız olduğunu ve iadesi gerektiğine yönelik Yargıtay 3.Daire Başkanlığı kararları üzerine Tüketici Sorunları Hakem Kurulu'na başvurdu. Kendisinin lehine verilen karar üzerine, ilgili banka şubesinden parasını istedi. Banka şubesi, karara itiraz edip iptal için Tüketici Mahkemesi'nde dava açarak, haksız kesilen parayı iade etmemek için direndi. Birkaç duruşmadan sonra dava, bu yılın başında büyük oranda tüketici lehine sonuçlandı. Mahkeme tarafından, dava konusu küçük bir meblağın geri ödenmesini reddettiği için, yakınımın avukatlık ücreti olarak ilgili bankaya 475 TL ödemesine karar verildi. Her yıl olduğu gibi, 2-3 aylığına il dışına çıkacağımız için yaz başında, mahkemece tarafımıza iade edilen paramızı avukatlık ücretini kesmeden ilgili banka şubesinden aldık. Buraya kadar her hangi bir anormallik yok.
Biz, ilden ayrılır ayrılmaz ilgili banka şubesi, bizden alması gereken avukatlık ücreti için icra müdürlüğüne başvurarak, adımıza kayıtlı iki konutun satışını yaptırıp alacaklarını tahsil etmek istemişler. Biz burada olmadığımız ve icra girişiminden bihaber oluşumuz nedeniyle işlem gerçekleşmemiş ve evlerimiz satıştan kurtulmuş.
İcra müdürlüğünden gelen, konutlarımızın satışı ile ilgili uyarı üzerine hemen gidip işin bu anlatılan safhada olduğunu öğrendik. Ve, bankanın alacağı olan avukatlık ücretini ödeyip icra yoluyla konutlarımızın satışlarını durdurmak istedik. Birde gördük ki, avukatlık ücreti iki ayda iki kat artmış. Doğal olarak, ilgili banka şubesine gidip henüz tüm icrai işlem olmadığından yasal faiz dışında diğer ödemelerin iptalini istedik. Tabii ki kabul görmedi. Bana göre, inisiyatif kullanıp mümkün olan en ağır bedelin ödenmesi isteniyordu. Benzer birçok durumda, ortayol bulunup uzlaşı sağlanırken, bankaların haksız uygulamalarına karşı mücadele veren biri için bu mümkün olamazdı.
İşte, yazının başındaki tarihi ve düşündürücü sözü de, böyle bir durum ve ruh haliyle sayın yönetici söyledi. Böyle bir sözün haklılık payı var mı? Var.
Nasıl, neden ve ne zaman?
Küçük birikim sahipleri ve tüketicileri kümesteki kaz olarak görüp, kendinde kontrol edilemeyen bir güç olduğunu zanneden 'Bankacılık' sektörü oldukça… Finans kurumları karşısında el pençe duran devlet ve dolayısıyla hükümetler oldukça… Ülkemizin iktisadi ve ekonomik modeli güçlüden yana oldukça… Her şeyde olduğu gibi, bu işlerde böyle yürüyor bildiğiniz-gördüğünüz gibi.
Bu dramatik hikayeden çıkarılacak iki ders var.
İçinde, size ulaştırılması ne kadar yaşamsal değerde olursa olsun, size gelen bir gönderi siz bulunamadığınızda mahalle muhtarlarına veriliyor. Mahalle muhtarlarının ise, önemi nedeniyle o gönderiyi size ulaştırma nitelikleri ortada. Onun için, benim yurttaşım kendine ait güvenliği kendi sağlamak zorunda.
Bankalar yahut tüketiciyi mağdur eden diğer kurum ve kuruluşların, hak mücadelesi veren yurttaşlarımıza karşı bilinçli olarak yaygınlaştırılan söylentileri ciddiye almayınız. Yok, hukuk karşısında kaybedilen davalarda büyük bedeller ödenecek… Yok, bize hizmet sunmayacak, kredi vermeyecek ya da, verirse çok pahalı verecek vb. uygulamalarından yılmayınız.
İnanıyorum ki, bu ülkede bir gün vicdan ve adalet müesses nizama hükmedecek.
BELEDİYE BAŞKANLIĞIMIZDAN TALEPLER…
Bundan böyle; şehrimizin alt ve üst yapılaşmasında mühendislik hizmetleri için bir TMMOB üyesi olarak… Şehirde yaşayanların soludukları hava, içtikleri su, yedikleri gıdaların güvenliği ve denetimi ile atıklarının bertarafı, sokak hayvanları ve doğal varlıklar konusunda ekolojist bir çevreci olarak… Kentlinin tüm hakları konusunda bir tüketici örgütü mensubu olarak… Her hafta haklı olduğunu düşündüğüm bir talepte bulunacağım. Bu talep asla kişisel, grupsal ya da örgütsel çıkara dayalı olmayacak.
Bu haftaki talebim şu; Geçen hafta içinde şehrimize yağan sağanak yağmur nedeniyle, İstasyon altı mahallesindeki özellikle yeni yapıların zemin katlarında su baskınları meydana geldi. Bunun nedenlerinin, öncelikle bölgedeki kanalizasyon şebekesi ile yapılara ait atıksu seviyesinde farkı olduğu konusunda, belediyemizin değerli mühendis ve mimarları çok iyi bilmelidirler. Bu sorunun geçici çözümlerle giderilmesi mümkün olmayıp, kalıcı ve köklü bir çözüme kavuşturulması kaçınılmazdır.
Belediyemizin yeni başkanı, hizmet anlayışı ve teknik hizmet ekibinden bunun çözümünü bekliyoruz.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol